Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/816 E. 2020/1670 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/816
KARAR NO : 2020/1670
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI : 2020/93 2020/146
DAVA: Tazminat (Basınyoluyla Kişilik Haklarına Saldırıdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Hukuk ve İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi; gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Dava dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ve diğer içerik sağlayıcı davalının internet sitesinde yayımlanan dava konusu haberlerin kapsamında, davacı şirketin kişilik haklarına, ticari itibarına, haksız rekabet şartlarına yönelik hukuka aykırı bir saldırı bulunup bulunmadığı ve davacı şirket lehine manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında olup, davaya konu manevi tazminat talebinin TTK’nın 55. maddesi kapsamında kalan haksız rekabet düzenlemesine göre değerlendirilmesi gerektiği, TTK’nın 4.maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş hususlardan doğan hukuk davalarının mutlak ticaret dava sayıldıkları, TTK’nın 5. maddesi gereğince TTK’dan doğan ticari davalara Ticaret Mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, davaya konu ihtilaflardan haksız rekabetin TTK’nın 55.maddesindeki düzenleme sebebiyle çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi’nin olduğu gözetilerek (İstanbul BAM 13. HD: 2018/678 E. 2019/469 K.), davacının davasının görev yönünden reddine, Mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Asliye Ticaret Mahkemesi ise “… Dava; asılsız ithamlar, kötüleme ve suç isnatları nedeniyle haksız fiile dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Bu itibarla, uyuşmazlığın ticari anlamda haksız rekabete ilişkin bir uyuşmazlık olmadığı, TBK’ nın 58. maddesi kapsamında kişilik haklarına saldırı niteliğinde zarar olarak yorumlanması gerektiği, uyuşmazlığın genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından çözümlenmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Görev hususunun kamu düzeni ile ilgili olduğu ve yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınması gerekliliği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik kararı verilmesi … ” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, tazminatın mahiyeti ve kapsamı hakkında çeşitli hükümlere yer verilmiştir. Somut olayda, Dava eden vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin belge sayısallaştırma, evrak barkodlama, belge tarama, görüntü işleme, arşivleme ve doküman yönetimi, form işleme, OCR/ICR/OMR, otomatik belge sınıflandırma, otomatik veri yakalama, saklama ve benzeri konularında yazılım, teknoloji ve ürünler geliştirdiğini, müvekkili şirketin eski çalışanı olan davalı …’ın işten ayrıldıktan sonra şirket hakkında kötüleme ve iftira atma yoluna başvurduğunu, müvekkili şirketin yapılan ihaleleri ihaleye fesat karıştırarak haksız kazanç elde ettiğini iddia ederek müvekkili şirkete iftira atıldığını, davalılardan …’ın, diğer davalı …’nin yayıncısı olduğu internet sitesine verdiği röportajda müvekkili şirket hakkında asılsız ithamlarda bulunduğunu müvekkil şirkete ve yöneticilerine suç isnadında bulunduğunu, iftira attığını müvekkili şirketin yolsuzluk yaptığını iddia ederek şirketin ticari itibarına zarar verildiğini, beyanla müvekkili şirketin uğradığı maddi zararlar bakımından her türlü yasal hakları saklı kalmak üzere 100 bin TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkemelerce görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.