Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/73 E. 2020/787 K. 01.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/73
KARAR NO: 2020/787
KARAR TARİHİ: 01/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2019/213 2019/23
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi ile İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 10. Tüketici Mahkemesince, “…Dava, davacı …’a ait … plakalı motosikletin 3. kişi tarafından kullanılmakta iken kaza yapması sonrasında, kasko sigortasına dayanılarak açılmış tazminat davasıdır. Dava konusu alacağın bir kısmının davacı … tarafından …’e TEMLİK edildiğine dair 26.5.2016 tarihli belge dosyaya sunulmuştur. Davalı tarafın, davacının kasko poliçesine konu motosikletinin temlik alan kişinin işlettiği firma nezdinde kiralık olarak kullanıldığını ileri sürdüğü; motosikletin 3. kişi tarafından kullanılmakta iken kaza yaptığı; sigorta firmasının ARAŞTIRMA RAPORUNDA sigortalı aracın KİRALIK ARAÇ olarak kullanıldığının ve … ADLI FİRMAYA kiralandığının tespit edildiği; nitekim davacının motosikletinin ruhsatında da renginin … olduğunun görüldüğü; yine araştırma raporunda, sigortalı aracın kaza sonrası onarımı ile bu kiralama firmasının ilgilendiği, onarım bedelini bu firmanın karşıladığı ve dolayısıyla sigortadan alınacak hasar tazminatını bu araç kiralama şirketinin alacağının belirtildiği; nitekim … isimli firmanın yetkilisinin temlik alan … olduğu ve dava konusu alacağı kısmi olarak temlik almasının, araştırma raporundaki tespitin doğru olabileceği ihtimalini güçlendirdiği; kısmi temlik alan davacı …’ün UYAP’dan alınan vergi kaydında adına kayıtlı çok sayıda motosiklet bulunduğunun görüldüğü; tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu motosikletin KİRALIK OLARAK KULLANILDIĞI ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu; bu durumda, araç sahibi ve sigorta ettiren davacı …’ın Yasa’da tanımlanan tüketici konumunda olmayacağı; uyuşmazlığın sigortadan kaynaklandığı da gözetildiğinde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu..” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, taraflar arasındaki uyuşmazlık kasko sözleşmesinden kaynaklı hasar bedeli tazminine yönelik olup, kazaya karışan ve dava konusu olan … plakalı motosikletin maliki olan davacı …’in tüketici olduğu açık olup, kısmen temlik alan diğer davacının tacir olması motosiklet kiralama işiyle uğraşması tek başına asıl davacı …’in tüketici sıfatını etkilemeyeceği gibi, kazaya karışan ve dava konusu olan motosikletin kiralama faaliyetinde kullanıldığına ve davacılar tarafından kiralandığına ilişkin somut bir belge veya delil bulunmadığından bu husus sabit olmayıp Tüketici Mahkemesi gerekçeli kararında da bu hususta oluşan ihtimal üzerine karar verildiği açıkça belirtilmiş olmakla, dosya kapsamı itibariyle dava konusu araç ticari araç olmadığı gibi kazaya karışan aracın maliki olan davacının tacir olmadığı tüketici sıfatına haiz olduğu ve ihtilafın kasko sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedeli alacağından kaynaklandığı açık olduğundan davaya bakmaya görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, mahkememizin görevine girmediği anlaşılmakla, iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi ile Mahkememizin karşı görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın ilgili İstinaf Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekçesi ile görevsizliğine karar verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Taraflar arasında kasko sigorta sözleşmesinin bulunduğu ve aralarındaki bu ilişkinin 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının tüketici olduğu ve tüketici hukukundan kaynaklanan davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 10. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere