Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/626 E. 2020/1490 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/626
KARAR NO : 2020/1490
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI : 2019/245 2019/447
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 10. Asliye Hukuk, Bakırköy 6. Tüketici ile Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, vekalet sözleşmesine dayalı olarak davalılara ödenen avans bedelinin iadesi istemiyle başlatılan takibe itirazın iptali talebine ilişkindir.Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, “… Dava konusu olayda davacıların ticari işletme ile ilgili olarak davalılara vekalet verdiği, ancak vekalet hizmetinin karşılığını alamadığı gerekçesi ile icra takibi başlattığı, davacıların ticari işletmede işveren olup, davalının mesleki faaliyette bulunan kişi olması nedeniyle tüketici konumunda olmadığı, tarafların tüketici sıfatını davada taşımadıkları, avukatın şirket vekilliği yapmış olması nedeniyle aradaki işlemin tüketici işlemi sayılamayacağı…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… dava konusu uyuşmazlığın vekalet ücreti alacağından kaynaklandığı anılan uyuşmazlığa bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Diğer taraftan vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davalarda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.ve 19.Hukuk Daireleri arasındaki farklı görüş ve uygulama aykırılığının giderilmesine ilişkin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 12/07/2018 tarih, 2018/3546 Esas ve 2018/7886 Karar sayılı ilamında, belirtilen uyuşmazlıklarda temeldeki işlemin tüketici işleminden kaynaklanması durumunda tüketici mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Somut olayda, davacılar, davalılar ile aralarındaki vekalet ilişkisi nedeniyle vekalet sözleşmesine dayalı olarak ödenen avans bedelinin iadesini talep ve dava etmişlerdir. Avukat olan davalıların mesleki faaliyette bulunan kişi olması nedeniyle tüketici konumunda olmadığı kuşkusuzdur. Davacılar ise mesleki ve ticari faaliyetleri kapsamında ortağı bulundukları şirkete ait otelde alt kiracıyı tahliye vs. işlemler nedeniyle vekalet verdikleri, bu olgunun sonucu olarak taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Avukat olan davalılar tacir de olmadıklarından uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.