Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/577
KARAR NO : 2020/956
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI : 2019/371 2019/1248
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R – Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı ile davalı arasında hizmet akdine dayalı işçi-işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İş Mahkemesi ise, taraflar arasında iş aktinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı, eser sözleşmesi niteliğinde bir taşeronluk sözleşmesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4857 sayılı İş Kanununun 1/II maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisi bulunması ve davanın bu ilişkiden kaynaklanması gerekmektedir. Somut olayda uyuşmazlık, davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalının … projesinde Nisan 2017- Şubat 2018 tarihleri arasında kalfalık sözleşmesi ile çalıştığını, projenin demir – beton – kalıpdemir – beton – kalıp ve duvar işlerini kendi takım arkadaşları ile birlikte yaptığını, davacının ve kalfa olarak yanında çalışan ve davalının inşaat firmasında sigortalı olarak gösterilen çalışanların hak edişlerinin ve işçilik alacaklarının ödenmediğini, müvekkilinin söz konusu işlerin yapımını üstlendiğini, kendisi de aynı zamanda sigortalı olarak gösterilen müvekkilinin takım arkadaşları ve kendi adına davalı firma ile sözleşme imzaladığını, müvekkilinin kendi nam ve hesabına iş yapmadığını, kendisinin ayrıca ticari işletmesi de bulunmadığını, vergi kaydı da bulunmadığını, müvekkilinin ve arkadaşlarının bir dönem davalı firmanın alt taşeronu …. Tic. Ltd. Şti şirketi nezdinde çalıştığını, bu firmanın daha sonra işi bırakması ile doğrudan davalı firma nezdinde çalıştığını, demirci-kalıpçı çalışanlarından 5 tanesinin aylık ortalama 7.000,00 TL maaş aldığını, işyerinde çalışanların yevmiyelerinin 130.00 TL olduğunu, 3 öğün yemeğin işverence karşılandığını ve şantiyede kalındığını, işyerinde haftanın 7 günü 08:00-18:00 saatleri arası çalışıldığını, aynı zamanda haftanın ortalama 5 günü çalışmanın saat 22:00 ye kadar uzadığını, müvekkilinin dini bayramların 1. günü hariç tüm tatil günlerinde çalıştığını, maaşlarının asgari ücrete isabet eden kısmının banka kanalıyla ödendiğini, bakiyesinin sonradan banka hesaplarına gönderildiğini, müvekkili ve çalışanların bakiye maaş alacakları ve asgari geçim indirimlerinin ödenmediğini beyanla, ayrıntıları dava dilekçesinde belirtilen alacakların tahsilini davalıdan talep ve dava etmiştir. Bu durumda taraflar arasında 4857 sayılı İş Kanunu anlamında işçi – işveren ilşkisi bulunduğu anlaşılmasına göre uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi