Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/528 E. 2020/1117 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/528
KARAR NO: 2020/1117
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2019/751 2020/60
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasında İstanbul Anadolu 7. Tüketici ile İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi; “… muris … mirasçıları tarafından murisleri adına kayıtlı 11 adet taşınmazın, terör olayları nedeniyle zarar görmesi nedeniyle davanın açıldığı, davaya konu taşınmazların 5 tanesinde murisin mirasçılarının ikamet ettikleri, 6 tanesinin kiraya verilmiş olduğu, poliçelerin muris ile davalı şirket arasında düzenlenmiş olduğu, davacıların mirasçı sıfatıyla murislerinin halefi olarak davada taraf oldukları, dolayısıyla tüm davacıların tek davacı olarak kabulünün gerektiği, 11 adet taşınmaz maliki olan davacıların tüketici olarak kabulünün mümkün olmadığı. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi mahiyetini aştığı, sigortaya ilişkin düzenlemelerin 6102 sayılı kanun kapsamında olduğu, taraflar arasındaki uluşmazlığın 6502 sayılı kanun kapsamında olmadığı tespit edilmiştir… ” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, “…davacılar murisine ait evlerin yeni tüm ev sigorta poliçesi ile sigortalandığı, davacılar murisini bu işlemi yaparken tüketici olarak hareket ettiği, her ne kadar mahkememize görevsizlik kararı veren İstanbul Anadolu 7. Tüketici mahkemesince 11 adet taşınmaz malikinin tüketici olamayacağı iddiası ile görevsizlik kararı verilmiş ise de 6502 sayılı TKHK’nın 3/k bendinde tanımlandığı gibi ticari veya mesleki amaçlarla hareket edildiğini kanıtlayan bir savunma veya delilin dosyada bulunmadığı, davaya konu evler ile davacıların bir kısmının tebligat adreslerinin dahi aynı olduğu, bu haliyle dava dışı murisin ticari amaçla hareket etmediğinin ortada olduğu, örf ve adet kurallarına göre de bir eş veya babanın çocuk ve eşlerinden kira almadığının teamül olduğu düşünüldüğünde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği ( Gaziantep BAM. 11. HD. 2018/759 E., 2019/389 K., – 2018/1123. E., 2019/ 115 K., sayılı kararları) kanaati hasıl olmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda; davacıların murisi tarafından kendisine ait apartmanda bulunan toplam 11 adet daire için ayrı ayrı ev sigorta poliçesi ile davalı şirket ile sözleşme düzenlediği, murisin tacir olmadığı, sigortalanan taşınmazların konut olduğu ve ticari iş yer olmadığı, söz konusu sigorta poliçelerinin düzenlenmesinde murisin, ticari veya mesleki amaçla hareket ettiğine dair dosyada delil bulunmadığı, davacıların murisinin tüketici kapsamında değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilerek, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere