Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/424 E. 2020/1270 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/424
KARAR NO: 2020/1270
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2019/302 2019/1255
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 3. Tüketici ve İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca tapu iptal ve tescili, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesince, “…davacının dava konusu gayrimenkulü tüketim amaçlı kullanmadığı 07/03/2019 tarihli celsede davacı vekilince beyanda bulunulduğu beyanında müvekkilinin dava konusu gayrimenkul ofis olarak kullandığı kiraya verme durumunun söz konusu olmadığı açıkça belirttiğinden tüketici korunması kanunda belirtilen tüketici tanımına uymadığı ve sözleşmenin tek başına 6502 Sayılı Kanunda düzenlenmesi hususunun bu sözleşmeden kaynaklı bütün uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği anlamına gelmediği, uyuşmazlıkta taraflardan en az birinin tüketici olması gerektiği, …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…dosya, deliller, taraf beyanları, tapu kayıtları incelendiğinde, tapu iptali tescil talebine konu gayrimenkulün tapuda konut niteliğinde görüldüğü, davanın konusunun ticari nitelikli olmadığı, taraflar yönünden yapılan incelemede davacının şahıs olması sebebiyle nispi ticari dava niteliği de taşımadığı, davacı şahsın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı konutun tapusunun iptali ve tescili talebiyle açılan bu davada mahkememizin görevli olmadığı…” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, uyuşmazlık taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi 6102 Sayılı TTK’nun 4.maddesinde 6098 Sayılı TBK’na atıfta bulunulmak suretiyle sayılan sözleşmelerden olmadığından, dava mutlak ticari dava niteliği taşımamaktadır. Davalı şirket tacir olmakla beraber, davacı gerçek kişinin dosya kapsamına göre tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. . Diğer taraftan davacı tarafın taşınmazı ofis olarak kullanması ve mesleki amacıyla hareket etmesi nedeniyle tüketici olarak da nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, her ne kadar görevsizlik kararı veren mahkemeler arasında asliye hukuk mahkemesi bulunmamakta ise de HMK’nın 114. maddesi gereğince görev dava şartı olup, her aşamada re’sen gözetileceğinden, merci incelenmesinde doğru merciye davanın yönlendirilmesinin kamu düzeninden olduğu dikkate alınarak uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince, İstanbul Anadolu (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere