Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/264 E. 2020/1246 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/264
KARAR NO: 2020/1246
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI: 2019/246 2019/547
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığı nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava; temlik hükümleri gereğince trafik kazası nedeni ile oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince, “…haksız fiilin gerçekleştiği yerin Avcılar olup, davacı temlik alan şirketin merkez adresi (Zeytinburnu) itibari ile de Bakırköy Mahkemeleri’nin yetki alanında kaldığı, davalı … şirketinin merkez adresinin Ümraniye/İstanbul olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1092 esas, 2018/463 karar, 14/03/2018 tarihli kararında da belirtildiği üzere; 2918 sayılı KTK’nın 110/2. maddesinin ‘1Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.’ düzenlemesi kapsamında sigorta bölge müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde bir düzenlenme bulunmamaktadır. Kanunda bulunmayan bir düzenleme de yorum yolu ile genişletilemez. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesi hükmü uyarınca, bölge müdürlüklerin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği…” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, “…talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini talebi olduğu, davalı tarafından öncelikle yetki itirazında bulunulduğu ve yetki itirazının kabul edildiği anlaşılmıştır. Öncelikle davalının yetki itirazı bakımından; HMK’nun 116. Maddesi ile ilk itirazlar düzenlenmiş ve yetki itirazının da kesin yetki halleri bulunmadığı durumlarda ilk itirazlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 117. Maddesinde ise “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenemez” hükmü düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre ilk itirazların, davalı tarafından davaya cevap süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile birlikte dikkate alınması gerekmektedir. Aksi halde yapılan itiraz dikkate alınamayacaktır. Kanun ile belirlenen bu süre hak düşürücü nitelikte olup, hakim tarafından re’sen dikkate alınması gerekir. Somut olay bakımından; olayda kesin yetki hallerinin bulunmadığı, davanın ilk açıldığı İstanbul Mahkemesince dava dilekçesi davalı sigortaya 07/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … tarafından cevap dilekçesinin 12/09/2018 tarihinde sunulduğu, bu hali ile süresinde sunulmuş bir cevap dilekçesinin bulunmadığı, dolayısıyla hak düşürücü süre içerisinde yapılmış geçerli bir yetki ilk itirazı bulunmadığından davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiği, bu hali ile İstanbul 16. ATM tarafından usule aykırı olarak yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiği ve bu nedenle Mahkememiz için bağlayıcı olmadığı anlaşılmakla yargılamaya davanın ilk açıldığı ve yetkili olan Mahkemede bakılması gerektiği…” gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı vermiştir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 7. maddesinde “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü, 16. maddesinde de “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir. HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, haksız fiilin işlendiği yer olan Avcılar ilçesinin ticari davalar yönünden Bakırköy Ticaret Mahkemelerine bağlı olduğu, kesin yetki kuralının bulunmadığı, davalının adli tatil süresinin bitiminden bir haftalık süre geçtikten sonra yetki itirazında bulunduğu, dolayasıyla süresi içinde verilmiş herhangi bir yetki itirazı olmadığından yetki itirazı geçersiz olup davanın ilk açıldığı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere