Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1983 E. 2021/306 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1983
KARAR NO: 2021/306
KARAR TARİHİ: 12/02/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI: 2020/426 2020/462
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 6. Tüketici ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, yüklenicinin temlikine dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, “… Dava konusu olayda; davalı şirket hakkında dava açılmadan önce iflasın açılmasına karar verildiği, Bakırköy 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/921 Esas Sayılı kararı ile davalı … LTD. ŞTİ. hakkında iflas kararı verildiği, adi tasfiye işlemlerinin Bakırköy … İcra İflas Dairesi’ nin … E. Sayılı dosyasında İİK 219. Maddesi gereğince devam ettiği, henüz ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığı, dava tarihinin 08/06/2020 olduğu, iflas tarihinin ise 26/06/2019 saat:12:12 olarak belirtildiği, İİK 194. Maddesine göre; davacının alacağını ikinci alacaklılar toplantısına kadar iflas masasına kaydettirmesi ve bu kapsamdaki taleplerini iflas kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesinde kayıt kabul davası olarak devam ettirmesi gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup, davamızda taraflardan biri olan davalı müflisin yüklenici/satıcı/sağlayıcı olduğu, davacının tüketici konumunda bulunduğu, davalı iflas etmiş ise de söz konusu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayalı olarak tapu iptal tescil noktasında toplandığı, bu durumda davanın sıra cetveline itiraz davası olarak nitelendirilemeyeceği, haliyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda söz konusu işlemin tüketici işlemi olduğu dikkate alınarak yapılacak yargılamada Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur. Ticaret Mahkemesinin iflasa karar vermesi anında borçlu hakkında iflas açılmış olur. Bundan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve masaya geçer. Müflis masaya giren bir mal ve hak üzerinde tasarrufta bulunmuşsa bu işlem geçersizdir. İflas kararından önce müflisin temlik sözleşmelerinden doğan borçları taşınmazın tapu kaydı henüz müflis üzerinde bulunduğundan masaya geçmekle iflas nedeniyle asıl akit (satım akti) yapılamamaktadır. Kural olarak sözleşmeler taraflardan birinin iflas etmesiyle son bulmazlar. Bu halde iflas etmemiş olan taraf sözleşmenin ifasını isteyebilir. Ancak sözleşmenin ifasını talep hakkı bir iflas alacağıdır. Davaya konu temlik iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bu bakımdan sözleşmenin alacaklısı olan taraf iflastan önce yapılan sözleşmedeki bütün borçlarını müflise karşı yerine getirmiş ise alacağı para borcundan başka bir şey olduğundan alacağını para alacağına çevirerek masaya yazdırabilir. (İ.İ.K. m. 198) Somut olayda davacının talebi müflis şirketin aktifinde yer alan üç ayrı bağımsız bölümün masadan çıkartılarak, tapuda adına tescili istemine ilişkindir. Davacının talebi gayrimenkul satış sözleşmesi ile satın aldığını iddia ettiği bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin olduğundan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü mümkün değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptali ve tescil talepleri yönünden İİK’da özel düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur. Davacı müflis şirketten üç ayrı bağımsız bölüm almış olup konut ihtiyacı ile hareket etmediğinden 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Dosyada davacının tacir olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgede bulunmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, herne kadar görevsizlik kararı veren mahkemeler arasında asliye hukuk mahkemesi bulunmamakta ise de HMK’nın 114. maddesi gereğince görev dava şartı olup, her aşamada re’sen gözetileceğinden, merci incelenmesinde doğru merciye davanın yönlendirilmesinin kamu düzeninden olduğu dikkate alınarak uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince, Bakırköy (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere