Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1825 E. 2021/345 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1825
KARAR NO: 2021/345
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI: 2020/376 2020/374
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R- Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı, şirket hisse devirlerinin iptali ile tapu kaydının iptali ve miras payı oranında tescili, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Dava konusu; anonim şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, muris ile diğer davalı arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptali gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı TTK’daki ilgili hükümler de gözetilerek TTK’nun 4/1.a maddesi uyarınca davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar temyiz yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, “… davanın muris muvazaasına dayandığı, bu hususun İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin ve İhtiyati Haciz Kararının İstinafına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk dairesinin de kabulünde olduğu, kaldı ki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk dairesinin 2020/230-835 Esas-Karar sayılı ilamında da bu hususa işaret edilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu karara bağladığı, davanın ortaklık hukukundan kaynaklanan bir dava olmadığı, tarafların tacir olmadığı, davanın ticari işletme ile ilgili de olmadığı, Türk Medeni Kanunun Miras Hukukuna ilişkin hükümler uyarınca davanın çözülmesi gerektiği, bu nedenle görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu..” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş ve bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı; 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, davacılar, murisleri …’nun davacılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak adına kayıtlı şirket hisselerini davalı oğullarına devrettiğini, bu devirden sonra da dava konusu taşınmazı şirket adına devrettiği, muvazaalı olarak devredilen şirket hisseleri ve dava konusu taşınmazın miras hisseleri oranında adlarına tesciline, mümkün olmaması halinde tenkisine karar verilmesini talep etmiş olup, miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmayacağı, davanın (iddianın) temelinin muris muvazaası olduğu, genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığı, bunu değerlendirme görevinin de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 1. H.D. 2014/11204 E., 2015/14214 K. – İBAM 12. H.D. 2020/230 E., 2020/835 K.)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere