Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1691 E. 2020/2104 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1691
KARAR NO: 2020/2104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2020/256 2020/259
DAVANIN KONUSU: Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/256 D.İş Esas ve 2020/259 D. İş Karar sayılı reddi hakim kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı … AŞ vekili AV. …, dosyaya sunmuş olduğu 04/08/2020 tarihli iki ayrı dilekçe ile Bakırköy 4.ATM 2017/938 esas sayılı dosyasında yargılamaya katılıp karar veren hakimler …, …, … ve …’in yanlı davranarak müvekkili aleyhine kararlar verdiklerini, ilgili hakimlerle ilgili HSK ve Bakırköy C. Başsavcılığı nezdinde şikayette bulunduklarını, ayrıca müvekkili şirketin verilen kararlar kapsamında uğradığı zararla ilgili Bakırköy 8.AHM 2020/209 esas sayılı dosyası ile ilgili hakimler aleyhine tazminat davası açtıklarını, bu nedenlerle HMK 36/1.maddesi gereğince ilgili hakimleri reddettiklerini belirtmiştir. Reddedilen hakimler tarafından, talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmiş, davacı vekili tarafından HSK’ya şikayette bulunulması ve 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmasın nedeniyle davadan çekilme talebinde bulunmuşlardır. Red ve çekilme talebini inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine çekilme talebinin kabulüne ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. HMK 41.maddesi red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş ise red talebinin, reddi istenen hakim tarafından geri çevrileceğini düzenlemiş olup, hakimin reddini talep eden tarafın red sebebine ilişkin mutlak bir ispat vasıtası olarak delil göstermesi zorunlu olmayıp, red sebebine ilişkin emareler de yeterlidir. Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. (Anayasa m.9) Hakimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle hakimler önüne gelen uyuşmazlıkları kanuni çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hakim bir olay ile ilgili kuracağı hükümle tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hakim tarafların geçerli ve kanuni delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında başkalarına ve kendisine yabancı kalarak hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, aksine hakimlerin yansız ve kanunlardan aldığı güçle adaleti sağlamaya çalıştığını davanın taraflarına inandırmalıdır. Yargılama sırasında, taraflardan birinin mahkeme hakimi hakkında şikayette bulunması veya aleyhine dava açması veya mahkeme hakiminin davanın taraflarından biri hakkında şikayette bulunması (suç duyurusunda bulunması) HMK.nın 36/1-d maddesindeki “davalı olmak” anlamında yorumlanamaz. Suç duyurusunda bulunulması hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebep olarak da düşünülemez. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi sebeplerinin bulunmadığı, red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda veya HSK’ya şikayette bulunulmasının HMK’nın 36/1-d maddesi uyarınca davalı olarak yorumlanamayacağı, mercice verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2020/256 D.İŞ ESAS VE 2020/259 D. İŞ KARAR sayılı kararına karşı istinaf başvuru talebinin REDDİNE, Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine, İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere