Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1657 E. 2020/2105 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1657
KARAR NO: 2020/2105
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI: 2020/462 2020/468
DAVANIN KONUSU: Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/462 D. İş Esas ve 2020/468 D. İş Karar sayılı reddi hakim kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili reddi hakim dilekçesi ile; ”Sayın Mahkemece, 05.12.2019 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edilen tebligat ile; “son duruşma zaptı ve Bilirkişi …’un 29.03.2019 tarihli dilekçesi ekte gönderilmiş olup bilirkişinin dilekçesinde yazılı evrakların tebliğden itibaren iki hafta içerisinde Mahkeme kalemine ibraz edilmesi İHTAR OLUNUR” ihtarını içeren “duruşma zaptının” gönderildiğini, ihtarlı tebligatı müvekkili şirketin, 05.12.2019 tarihinde tebliğ aldığını, davadan çekilmeye davet edilen/reddi hakim talebinde bulunulan Sayın Mahkeme Heyetinin, kendi kararı/ihtarı/tebligatı ile 05.12.2019 tarihinden itibaren iki hafta -yani 19.12.2019 tarihine kadar- verdiği süreye uymadan; 12.12.2019 tarihli celsede hukuka aykırı hukuka aykırı olarak ve açıkça Duruşma Tutanağı’na geçirerek “şayet haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleştiği kabul edilir ise şirketin feshine karar verileceğinin, fesih yerine davacı pay sahiplerinin paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmeyeceğinin ihtarına” şeklinde görüş açıkladığını, HMK hükümlerine aykırı olarak görüşünü açıklamış olması dolayısıyla; Sayın Mahkeme Heyetini işbu davadan çekilmeye davet ettiklerini, eğer bu talepleri uygun görülmezse işbu dilekçe ile Sayın Mahkeme heyeti aleyhinde “reddi hakim” talebinde bulunduklarını, Huzurdaki davanın, TTK.’nun 531. maddesine göre açılmış bir dava olup, bu davada davacı ehliyetine sahip olmak için, sermayenin onda birine sahip olduğunu mahkemeye kanıtlamanın dava şartı olduğunu, ancak davacıların müvekkili şirketin sermayesi olan 37.336 .000,00.-TL’nin 1/10 u olan 3.733.600,00 TL değirindeki pay senedini mahkemeye sunmadıklarını ve Sayın Mahkeme Heyetinin buna rağmen davaya devam etmesinin hukuka aykırı olduğunu, 6 yıldır dava şartı olmadan davaya devam edilmesinin, Sayın Mahkeme Heyetinin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebep olduğunu, ayrıca hukuka aykırı olarak davanın esasına girilerek 10/02/2016 tarihinde tanık dinlenildiğini, ihtimale dayalı olarak işin esasına girilmesinin doğru olmadığını, TTK.’nun 531. maddesine dayalı olarak açılan işbu davada, dava şartı oluşmadan ihtimale dayalı olarak işin esasına girilerek esasa yönelik keşif – bilirkişi incelemesi yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, sayın mahkeme tarafından, işbu davanın tarafları arasında görülen ve sonuçlanan davalarda verilmiş olan Yargıtay kararlarına aykırı işlemler yapılması nedeniyle; Sayın Mahkeme Heyetinin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren sebepler oluştuğunu belirterek Sayın Mahkeme Heyetini işbu davadan çekilmeye davet ettiklerini, eğer bu talepleri uygun görülmezse işbu dilekçe ile Sayın Mahkeme heyeti aleyhinde “reddi hakim” talebinde bulunduklarını gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Reddedilen hakimler tarafından, talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine red talebini inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine,3.000,00 TL para cezasına hükmedilmesine ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. HMK 41.maddesi red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş ise red talebinin, reddi istenen hakim tarafından geri çevrileceğini düzenlemiş olup, hakimin reddini talep eden tarafın red sebebine ilişkin mutlak bir ispat vasıtası olarak delil göstermesi zorunlu olmayıp, red sebebine ilişkin emareler de yeterlidir. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi sebeplerinin bulunmadığı, red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, 12/12/2019 tarihli celsede oluşturulan ara kararın görüş açıklaması olarak yorumlanamayacağı, mercice verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2020/462 D. İŞ ESAS VE 2020/468 D. İŞ KARAR sayılı kararına karşı istinaf başvuru talebinin REDDİNE, Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine, İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere