Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1581 E. 2021/388 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1581
KARAR NO: 2021/388
KARAR TARİHİ: 15/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2020/403 2020/365
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasında Bakırköy 4. Asliye Ticaret ve Bakırköy 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R – Dava, kaldıraçlı alım/satım sözleşmesi (foreks) ilişkisinden kaynaklanan ve zarar iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Bakırköy 6.Tüketici Mahkemesince; “…davalının finansal kuruluş olduğu, taraflar arasında ödünç para ve finansalını oluşturma yönünde sözleşme akdedildiği, davacının kar-zarar hesabı ile yatırım amacıyla hareket ettiği ve saikin tüketici tanımına uymadığı …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince ise; “…taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı Kaldıraçlı alım satım işlemleri çerçeve sözleşmesi olduğu ,davacının tüketici olduğu , şahsi birikimlerini değerlendirmek üzere hareket ettiği ,işlemlerin boyutu dikkate alındığında davacı hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğundan, …” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-22 E 2018/1102 K 16.05.2018 tarihli karar içeriğinde de belirtildiği üzere; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”yi, sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, satıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Tüketici sözleşmesinde iki taraf mevcut olup, zıt amaçların güdülmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla satıcı ve sağlayıcı tanımında da yer verildiği gibi satıcı ve sağlayıcının işlem yaparken ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmesi, karşısında yer alan kişinin ise bunun tersine bir amaçla yani ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmesi gerekir. Tüketici mahkemesinin görevli olması için öncelikle uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanmış olması gerekir. Hangi tür uyuşmazlıkların tüketici uyuşmazlığı olduğu ise dava konusu işlem veya uygulamanın taraflarından birinin tüketici, diğerinin ise girişimci/satıcı/sağlayıcı olmasına göre belirlenmektedir. Hâl böyle olunca, davacının hizmeti davalı yatırım şirketinden finansal işlemler için aldığı, hizmetin alınma amacının öncelikle göz önünde bulundurulması gerektiği, davacının bu ticari amacı karşısında tüketici sayılması mümkün değildir. (İBAM 14. H.D. 2020/1840-1368 E. Ve K.) Her ne kadar Dairemizin önceki kararlarından 6502 sayılı Yasanın 49. Maddesi gereğince bu tür davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düşünülmüşse de; Hukuk Genel Kurulu ve ilgili BAM Dairesi kararları uyarınca görüş değişikliğine gidilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere