Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1211 E. 2020/2298 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1211
KARAR NO: 2020/2298
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2020
NUMARASI: 2020/131 2020/233
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 6. Tüketici ve İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesince, “… Somut olayda; davaya konu … plakalı aracın ruhsatında cinsinin kamyonet olduğu, kullanım amacının ise yük nakli olduğu ayrıca sigorta ekspertiz raporunda kullanım şeklinin ticari olarak belirtildiği görülmüştür. Öte yandan davalıların 6502 sayılı kanunda tanımlanan “tüketici” sıfatı taşımayan ticaret şirketleri olduğuna göre taraflar arasında tüketici işlemi niteliğinde sözleşmesel bir ilişki bulunmamaktadır. Taraflar mesleki ve ticari amaçla hareket ettiklerinden 6502 Sayılı Kanun anlamında tüketici değillerdir. Davacı ve davalılar arasında tüketici ilişkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa ve Tüketici Mahkemesi’nin görevi kapsamında olmadığı, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, “… Davacı ayıplı ifaya dayanmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki bir tüketici işlemi söz konusudur. Yukarı da bahsedilen içtihatlarda da ruhsatında kullanım amacının “kamyonet, yolcu veya yük nakli” olarak belirtilen hususi nitelikte kayıtlı araçlar ile ilgili davalarda tüketici mahkemelerin görevli olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda davacı , sigortalısına ödediği hasar bedelini rücuan davalılardan tasilini talep etmiş olup, davacı tacir ise de, dava dışı sigortalının tacir olduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davaya konu aracın kamyonet olduğu, ticari ve mesleki faaliyette yük taşımacılığı için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sigortalının tüketici olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Her ne kadar görevsizlik kararı veren mahkemeler arasında asliye hukuk mahkemesi bulunmamakta ise de HMK’nın 114.maddesi gereğince görev dava şartı olup, her aşamada re’sen gözetileceğinden, merci incelemesinde doğru merciye davanın yönlendirilmesinin kamu düzeninden olduğu dikkate alınarak uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere