Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/94 E. 2019/1020 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/94
KARAR NO : 2019/1020
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : 2018/1036 2018/1101
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, haksız fiilden kaynaklı rücuan tazminat istemine ilişkindir.İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Taraflar tacirdir. Alacak haksız eylemden kaynaklansa dahi her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgilidir. Görev kamu düzeninden olduğundan, davanın niteliği ve tarafların davadaki sıfatı göz önüne alındığında davaya bakmak Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine girdiği…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “… haksız fiile dayalı davalarda davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafında tacir ve aracın ticari işletmeye ait olması gerekir. Sigortalı şahıs tacir olmayıp, araçta ticari olmadığı için davacı … şirketinin halefiyete dayalı olarak açtığı davada; haksız fiil hükümleri gereğince de mahkememiz değil, asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren site yönetiminden rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 52 üncü maddesine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”Davacı kasko sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden (TBK’nın 69.maddesi) kaynaklanmaktadır. Haksız fiile dayalı davalarda davanın ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir ve aracın ticari işletmeye ait olması gerekir. Dava dışı sigortalı tacir olmadığı gibi araç da ticari değil hususidir. Bu durumda uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.Her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2018/1969 Esas ve 2018/851 Karar sayılı ilamı ile istinaf talebinin reddine karar verilmişse de; Bölge Adliye Mahkemesince miktar itibari ile kesinlik sınırı yönünden istinaf talebinin reddine karar verildiği, görev hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, dolayısıyla kararın bağlayıcı olmadığı anlaşıldığından dairemizce yargı yeri belirlenmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ MAHKEME OLARAK BELİRLENMESİNE 03/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere