Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/901
KARAR NO : 2019/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2019
NUMARASI : 2019/372 2019/372
DAVANIN KONUSU: Reddi Hakim
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalılar vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde yapılan istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davalılar vekili tarafından sunulan ret dilekçesinde özetle; “Dava dosyasının 2. oturumunda süresinde vermiş olduğu delil listesi ve buna mümasil şahit listesi ve yine delil listesinde sunmuş olduğu ve talep ettiği şekli ile olayın meydana geldiği mahalde, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması ve listesini sunduğu görgüye müstenit şahitleri … mahallinde bizzat dinlenmeleri ile olayın oluşunun öncelikle tüm açıklığı ile ne şekilde vukuu bulduğunun tespit edilmesi gerektiğini ifade ettiklerini, dosyada ki delillerin, şahit beyanlarının tümünün toplanarak, eksiksiz bir şekilde mahallinde bilirkişi veya bilirkişi heyeti ile keşif icra edilmesine hazır bir hale getirilerek, kusur yönünden bir rapor tanzim edilmesi hususunun kânunî ve Yargıtay içtihatlarına uygun olması gerektiği ısrarla ve defaatle mahkeme hâkimi Sayın… (….)’a belirtildiğini, mahallinde uygulanan bir kesif neticesinde olayın oluşumunda mevcut bulunan tüm unsurların hakikate uygun bir şekilde tebeyyün ederek ihtisas Dairesine sevk edilmesi gerektiğinin belirtilmiş ise de ; mahkeme hakimi tarafından taleplerinin hukuka uygun bir neden gösterilmeden ve 18/01/2019 tarihli 2 .oturumda ” dosya kapsamına su aşamada kesif yapması taleplerinin reddine karar verilerek” şeklinde ki bir kararla hâkimin tarafsızlığından şüpheyi müstelzim bir durum ortaya çıktığını, tek başına 12.07.2015 tarihli trafik kazası tensip tutanağının olaya esas alınamayacağını, müvekkili…hiçbir kusuru ve kabahatinin olmadığını, ihtisas dairesinden alınacak bu şekilde bir rapordan sonra, geriye dönerek şahit beyanlarının mahallinde keşif icrası ile bilirkişilerden yeniden bir rapor alınması kanuni ve yasal olmadığını, doğru da olmadığını, Yargıtay içtihatlarına da aykırı olduğunu, Hakimin bu şekilde şahit beyanlarının taraflarca irdelenmesinin ve olay mahallinin yargılamayı yapan mahkemece tarafların hazır bulunduğu şekli ile inceleme dışında bırakılmasının tarafsızlıkla bağdaştırılamayacağını, Hâkimin açıkça taraf tuttuğunu, İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/190 Esas sayı ile dâvanın önce görevsiz mahkemede açıldığını, bu mahkemece 04/05/2017 tarihli tensip tutanağının 7 numaralı bendinde ifade edilen davacı tarafın adli vardım talebi hakkında 5 nolu tensip ara kararının gereği yazılacak müzekkereye (15.06.2017 tarihli dâvacılar hakkında 2 adet polis tarafından imza altına alman tutanak) cevap verildiğini, 18.01.2019 tarihli İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2018/178 sayılı duruşma tutanağında cevap verildiği zapta yazıldığı halde, mahkeme hâkimi Sayın …. âdli müzaheret hakkında bir karar vermeyerek usuli hususu halletmeden, delilleri toplamadan, şahit dinlemeden, mahallinde keşif taleplerini bertaraf ederek, dosyayı ihtisas dairesine sevk için karar serdettiğini, mahkeme hakiminin tarafsızlığını yitirdiğini, talepleri üzerine davacı tarafın süresinde tanık ismi bildirmediğinden, tanık delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiğini, mahkeme hâkiminin HMK’ nun Mad:36/1 maddesi uyarınca şüpheyi müstelzim bir durum oluştuğuna dair kuvvetli emarenin varlığına delil arz ettiğini, yine mahkeme hakiminin müvekkili … plakalı aracının camının çatlamış olduğunu ve bu durumda dâvâlı olarak kendilerini savundukları şekli ile dosyanın böylece İhtisas dairesine gönderilmesinde bir beis görmeyerek HMK’nun 36/1-b maddesi gereği davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması, maddesini ihlâl ettiğinden bahisle,mahkeme Hakimi …. reddettiklerini” beyan ederek, davaya bakan mahkeme hakiminin reddi talebinde bulunmuşlardır. Reddedilen hakim tarafından, istemin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine, HMK’nun 42/4 maddesi gereğince davalılar … ayrı ayrı olmak üzere 2.000,00’er TL Disiplin Para Cezasının tahsiline hükmedilmesine ilişkin verilen karar, davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Hakimin reddi HMK’nın 36.ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebim bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması dava esnasında iki taraftan biri ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sıınrlı olmayıp HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddine gerektireceği açıktır. HMK’nın 41.maddesi red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş ise red talebinin, reddi istenen hakim tarafından geri çevrileceğini düzenlemiş olup, hakimin reddini talep eden tarafın red sebebine ilişkin mutlak bir ispat vasıtası olarak delil göstermesi zorunlu olmayıp red sebebine ilişkin emareler de yeterlidir. Dosya kapsamına göre, somut olayda davalılar vekilince hakimin reddi sebebi olarak gösterilen, keşif talebinin reddedilmiş olması, tanıkların keşifte dinlenmemesi, adli yardım talebi hakkında karar verilmemesi hususlarının HMK’nın 36.maddesinde öngörülen hakimin reddi sebeplerinden olmadığı, red sebebi olarak ileri sürülen hususların hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, dilekçede belirtilen sair hususlar işin esası yönünden istinaf ve temyiz sebebi olduğu, mercice verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle 1-İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/372-372 D.İş Esas ve Karar sayılı kararına karşı istinaf başvuru talebinin REDDİNE,2-Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine, 3-İstinaf giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.