Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/402
KARAR NO : 2019/1816
KARAR TARİHİ: 10/07/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2018
NUMARASI : 2016/964 2018/928
DAVA : Menfi Tespit
Taraflar arasındaki davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesince; davacı banka ile dava dışı amme borçlusu… Anonim Şirketi arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup, uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinden ve bankacılık işleminden kaynaklanmaktadır. Davacı tarafça ileri sürülen iddialar genel kredi sözleşmesinden ve bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, gerek 6762 Sayılı mülga, gerekse mer’i 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde bankacılık işlemleri ticari dava olarak sayılmıştır. Türk Ticaret Kanunu gereğince davalı banka tacir sıfatına sahip olup yaptığı işler ticari iş niteliğindedir. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış ve bankacılık işleri de ticari dava sayıldığından bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davalar aksine bir düzenleme bulunmadıkça ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Dava konusu uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden kaynaklanmasına göre davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girdiği ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, Somut olayda uyuşmazlık, dava dışı … A.Ş. ile davacı banka arasında 12/09/2014 tarihinde düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı banka tarafından dava dışı amme borçlusu şirket hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin icra takibinin neticesinde taşınmazların satışından dolayı yapılan tahsilatın dava dışı şirketin davacı banka nezdindeki hesabına kredi alacağına mahsup edilmek üzere geçici olarak aktarılması üzerine davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünce e-haciz bildirisi ile şirketin müvekkil banka nezdinde bulunan hak ve alacakları üzerine haciz konulması sonrası davalı Vergi Dairesi tarafından alacağına ilişkin olarak gönderilen haciz ihbarnamesi ve ödeme emirlerine karşı açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, davalı taraf Vergi Dairesi olmakla, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde 6183 sayılı kanunun 79/4. Maddesi gereğince Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer genel mahkemesi yetkili olduğunun belirtilmesine göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine göre üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davası olup, davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilememesi nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti isteminden ibarettir.6183 sayılı Kanunun 79. maddesindeki, “…haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır…” düzenlemesi gereğince, eldeki davayı çözümlemekle görevli mahkemenin genel mahkeme olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, uyuşmazlığın İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/07/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere