Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/386 E. 2019/1604 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/386
KARAR NO : 2019/1604
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI : 2018/765 2018/1409
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi ve İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R- Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.İstanbul 3. Tüketici Mahkemesince, “… Bu uyuşmazlığın tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması ve alınan mal ya da hizmetin tüketim amacı ile alınması, yani ticari ya da mesleki amaçlarla alınan ve kullanılan mal veya hizmet olmaması gerekir. Oysa uyuşmazlığın tarafları ticari amaçla kurulmuş ve tüm faaliyetleri ticari amaçlarının gerçekleşmesine yönelik ticari şirketlerdir…” gerekçesiyle görevsizliğine karar verilmiştir. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “…6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu hükümleri somut olayla birlikte değerlendirildiğinde; Dava dilekçesinin açıklamalar kısmının ikinci paragrafının son cümlesinde de belirtildiği gibi davacı şirket uyuşmazlık konusu arabayı günlük ihtiyaçlarında kullanmak için almış olup ticari ve mesleki amaç ile hareket etmemesi nedeni ile anılan yasanın 3/1-k Maddesine göre tüketici olarak kabul edilmesi gerektiği, 3/1-ı maddesine göre tüketici ile ticari amaçla hareket eden kamu-özel gerçek veya tüzel kişileri arasında kurulan sözleşmesinin tüketici işlemi olarak tanımlandığı, yasanın 73/1 Maddesinde tüketici işlemine ilişkin davaralara Tüketici Mahkemeleri tarafından bakılacağının hüküm altına alındığı, göreve ilişkin kuralı daha da tartışmasız hale getiren 83/2 Maddesi hükmü ile de “diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi” 6502 Sayılı Yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağının açıkça belirtildiği, sonuç olarak tüketici olan davacının açtığı davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması…”gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan …’dan … Plakalı 2014 model … marka araç satın aldığını, bu aracı kusursuz olduğunu sanarak aldığını, ancak aracın teslim edilmesinden sonra aracın pek çok kez arıza verdiğini, davalılardan …’ya bu durumu bildirdiğinde ise davalıdan haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı yanıt aldığını, davacının aracın tamiratlarının yapılması için davalı …ye götürdüğü, ancak defalarca yeniden arıza çıkardığını, davalıların tüm zarar ziyanından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, aracın davalılara iadesi ile araç satış bedelinden fazlaya ilişkin bedelin faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Dosya kapsamından, davacının şirket olduğu ve şirket adına alınan arıcın, şirket işleri için kullanıldığı, davalıların da ticari şirket oldukları dikkate alındığında, davacının tüketici olarak kabul edilemeyeceği, TTK’nın 4. ve 5.maddeleri gereğince uyuşmazlığın ticari nitelikte bir uyuşmazlık olduğu, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.