Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/2444 E. 2020/1242 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2444
KARAR NO: 2020/1242
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2019
NUMARASI: 2019/143 2019/5
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret ve İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin, davalı tarafça feshedilmesi üzerine davacılarca açılan tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesince, “… dava konusu sözleşmenin eser sözleşmesi ve kira sözleşmesini barındıran karma nitelikli sözleşme olduğu, sözleşmede taşınmazın teslim tarihinin 15/06/2019 tarihi olduğu, dava açma tarihinin 28/12/2018 olduğu dikkate alındığında;dava konusu sözleşme henüz eser sözleşmesi aşamasındayken feshedilmiş olduğundan dava konusunun eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, bu davaya bakma görevinin mahkememiz görev alanı içinde olmadığı,Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevinde olduğu anlaşılmış..” gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…Somut olayda, her iki tarafın tacir olması sebebiyle davanın nispi ticari dava niteliğinde olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…Taraflar arasında yapılan sözleşmede davalıya bir eserin yapılması vaadedilmediğinden sözleşmenin eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu sözleşmede davalı taraf sadece kiracı sıfatını taşımaktadır. Yine sözleşmenin hiçbir yerinde davalı tarafın taşınmaz üzerine bina yapacağı, bunu işleteceği, belli bir süre sonra da davacılara devredeceği yönünde herhangi bir hüküm ve düzenleme bulunmadığından bu sözleşme yap-işlet-devret sözleşmesi olarak nitelendirilemez. Sözleşmenin kira konusu gayrimenkulün kullanma, hazır hale getirilmesi başlıklı 3.maddesi ile sözleşme konusu eğitim kurumunun kiraya verenler tarafından tamamlanıp teslim edileceği düzenlenmiş olup sözleşme kira sözleşmesine ilişkin diğer hükümleri içermektedir… Bahse konu kira ilişkisinin kurulup kurulmadığı, hangi tarihlerde kira sözleşmesinin mer’i olduğu, kira sözleşmesinin sonlandırılıp sonlandırılmadığı, tarafların alacak veya borcunun bulunup bulunmadığı, cezaî şartın uygulanıp uygulanmayacağı, tazminat hakkının doğup doğmadığı kira uyuşmazlıklarında görevli Sulh Hukuk Mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde ortaya çıkacaktır…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 4/I-a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; taraflar arasında davacılara ait arsa üzerinde, yine davacılar tarafından yapılacak binanın, davalı şirkete okul olarak kiralanması için kira sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin eser sözleşmesi ya da yap-işlet-devret sözleşmesi niteliğinde olmadığı, davalı tarafın ekonomik olarak yapılacak binaya herhangi bir katkısının olmayacağı, davalı tarafın sözleşmeye göre sadece kiracı konumunda bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünde kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı anlaşıldığından, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere