Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/231 E. 2019/1522 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/231
KARAR NO : 2019/1522
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2018
NUMARASI : 2018/129 2018/1040
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
Taraflar arasındaki davada Bakırköy 8. Asliye Hukuk ve Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü
K A R A R Dava; İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, Davacı … A.Ş. Ve davalılardan …’ın bayilik ilişkisi içerisinde TTK 124.maddesi uyarınca ticari şirket sahibi oldukları ve bu nedenle tacir sıfatına haiz oldukları, aynı zamanda da temel ilişki sebebiyle ticari iş ilişkisinde bulundukları anlaşılmaktadır. Bayilik ilişkisinden kaynaklanan davacı tarafın faturalı ürün teslim ettiği, karşılığında TTK 4/1-a-f maddesinde belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde bulunan TTK 780-823.maddeleri arasında düzenlenen çekler alındığı ve bu nedenle mutlak ticari davalar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olduğu anlaşılmaktadır. Kısaca taraflar arasındaki dava TTK 4.maddesinde düzenlenen, temel ilişkinin ticari iş olmasından dolayı, ticari ilişkiden kaynaklanan tassarrufun iptali davası olduğu anlaşıldığından görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Dava hukuki niteliği itibariyle BK. 19 maddesi ve İİK. 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olup, Hukuk Genel Kurulunun 2014/17-2389 esas 2016/129 karar sayılı kararında; özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da TBK.nın 19. maddesi gereğince ve İİK.nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK. m.19 gereğince İİK.nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK.nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalmaktadır, denildiğinden tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında görev ilişkinin mevcut olduğu, görevin her aşamada resen gözetileceği, mahkememizin bu tür davalarda görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Somut olayda; davacı vekili, Müvekkil şirketin davalı …’a bayisi olarak ürünlerini sattığını ve karşılığında 15/04/2016 vadeli 20.000,00 TL, 23/04/2016 tarihli 27.500,00TL, 21/05/2016 tarihli 27.500,00 TL ve 24/06/2016 tarihli 27.500,00 TL meblağlı çekler aldığını, çeklerin borçlu tarafından ödenmediğini ve muhatap banka tarafından çeklere karşılıksız dağması vurulduğunu, söz konusu çeklerle Bursa…. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, yapılan takibin kesinleşmesinden sonra borçlu …’ın mal varlığı takip dosyasından araştırıldığını ve Bursa …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yazılan talimatla Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından borçlunun … Mahallesi, … Sokak, No:… …/İstanbul adresine hacze gidilmiş, ancak daha önce davalı …’a ait olan gayrimenkulün satıldığını, adreste başka birisinin bulunduğunu ve borçlu …’a ait bir menkul mal bulunmadığı tespit edilerek 23/10/2017 tarihli haciz tutanağı tutulduğunu, davalı …’ın bütün menkul ve gayrimenkullerine kötü niyetli olarak kaçırma girişiminde olduğunu, davalı …. ili, … ilçesi; … Mahallesi … ada, …parseldeki hissesini 2.880,00 TL bedelle, … Mahallesi … ada, … parseldeki hissesini 49 TL bedelle, … Mahallesi … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümdeki hissesini 2.948,00 TL bedelle, ….Mahallesi, … ada, … parseldeki hissesini 4,00 TL bedelle, … Mahallesi, … ada, 17 parseldeki hissesini 7,00 TL bedelle ağabeyi …’a Maçka Tapu Müdürlüğünün 25/02/2016 tarih ve … yevmiye sayılı resmi senedi ile, … Mahallesi, …. ada, … parseldeki hissesini 32,00 TL bedelle, … Mahallesi …. ada, …parseldeki hissesini 6083 TL bedelle ağabeyi …’a Maçta Tapu Müdürlüğünün 25/02/2016 tarih ve … yevmiye sayılı resmi sendei ile devrettiğini, müvekkil şirkete ait çek giriş bordroları da esasen atura tarihlerinden doğmuş olan alacağın ödemesi olan çeklerin de müvekkil şirkete tasarruf tarihinden önce girdiğini açıkça ortaya koymakta olduğunu, bu sebeple alacağın doğum tarihinin temlik tarihinden önce olması gerektiği şeklindeki dava şartı da gerçekleşmiş olduğunu, resmi senetlerdeki … ve …’ın kimlik bilgileri incelendiğinde kardeş olduklarının görüldüğü, öncelikle İİK 281/2.maddesi gereğince, müvekkil şerkitin alacağı için davalılar aleyhine dava değeri olan 106.950,00 TL bakımından İhtiyati Haciz kararı verilmesini, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptale tabi olmaları nedeniyle, Bursa ….. İcra müdürlüğününün … esas sayılı icra dosyasındaki alacaklarımızın ve ferelir miktarıyla sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline, tarafımıza dava konusu iptal edilecek hisselerin satışıyla Bursa …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasındaki 106,950,00 TL takip çıkışı alacak miktarı ve ferilerini tahsil etme yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir. Hukukî nitelendirme hâkime aittir. Somut olayda; dava, İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali niteliğindedir. Bu davalardaki amaç;borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz sayılması ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasıdır. Böylece ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsili amaçlanır. Bu tür davalar, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğundan ve mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından, bu niteliği itibarıyla asliye ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına göre, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.