Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/183 E. 2019/568 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/183
KARAR NO : 2019/568
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2018
NUMARASI : 2018/1123 2018/1128
DAVANIN KONUSU : Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde yapılan istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 02/11/2018 tarihli dilekçesi ile; 09/08/2018 günü İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/725 Esas sayılı dosyası ile davalılar hakkında menfi tespit davası açıldığını, 14/08/2018 günü dosyanın bu dosyayla birleştirilmesine karar verildiğini, 03/08/2018 günü tedbir taleplerinin kabulü ile tedbir kararı verildiğini ve 16/08/2018 tarihinde tedbir kararının icra dosyasına sunulduğunu ve icra takibinin durduğunu, satıcı … Proje A.Ş hakkında yapılan icra takibinin durmasına dair verilen tedbir kararına itirazda bulunduğunu, Mahkemece 27/09/2018 günü mürafaa yapılmak suretiyle itirazın değerlendirileceğinin kararlaştırıldığını, 01/09/2018 günü İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2018/273 Esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirilmesine rağmen yaklaşık elli gün bekletilerek davaya konu edilen çeklerin kötü niyetli ve ayıplı mal satıcısı olan şirkete bankalardan kredi kullanılarak, borç alınarak ödenmesine sebebiyet verildiğini, 05/09/2018 günü borçlu olan ve tedbirin kaldırılmasında korunmaya değer hiçbir hukuki menfaati bulunmayan ayıplı mal satıcısı şirketin 03/08/2018 günü tedbir kararına yapmış olduğu itiraz üzerine ara kararla mürafaa günü verildiğini, Mahkemece HMK’nun 114/h bendinde yer alan dava ve talep şartı olan hak ehliyeti yönünden re’sen araştırma yapılarak HMK’nun 115. maddesi gereği talebi usulden reddetmek yerine mürafaa günü verildiğini, 27/09/2018 günü yapılan mürafaada hukuki menfaat yokluğu nedeniyle talebin reddedilmesi gerekirken dava şartının dikkate alınmayarak mürafaanın tamamlandığını, mürafaa gününden bir gün önce 26/09/2018 günü Küçükçekmece 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/96 D.İş sayılı dosyası ile yeniden mahallinde keşif yapıldığını, 27/09/2018 günü yapılan mürafaa duruşmasında bu dosyanın celbine karar verildiğini, ancak dosyanın celbedilmediğini, o dosyada yeni bir rapor verildiğini, raporun 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/49 D.İş sayılı dosyasında verilen raporla aynı mahiyyette olduğunu, 19/10/2018 günü verilen dilekçe ile tedbire itirazın reddine karar verilmesini ve birleşen 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasındaki talebin aciliyeti gereğince tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, 29/10/2018 günü verilen dilekçe ile taleplerinin yeniden tekrarlandığını, 01/11/2018 günü UYAP üzerinden onaylanan karara göre itirazın ele alındığı ve tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin dışına çıkılarak HMK’nun 26.maddesine aykırı olarak 15/08/2018 günü tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararla ilgili 02/11/2018 günü istinaf yoluna başvurulduğunu, Mahkemece kararında tarafsızlığını kaybederek talebin ve itiraz sebeplerinin dışında değerlendirme yaparak karar verildiğini, kararın gerekçesinde belirtilen 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/813 D.İş sayılı dosyasında henüz haklı olduklarının ispata yarar delil bulunmaması nedeniyle tedbir talebinin reddine karar verildiğini ve Bölge Adliye Mahkemesinin 13.Hukuk Dairesinin henüz yeterli delil bulunmaması nedeniyle verilen red kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verildiğini, hem İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin hem de Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesinin kararında taleplerinin şartlı olarak reddedildiğini, henüz haklı olduklarının yaklaşık olarak ispat edilemediğine dair delil sunulmadığından taleplerinin red edildiğini, gerek 03/08/2018 günü ve gerekse 15.08.2018 günü HMKnun 389. maddesine göre yapılan taleplerinin HMK.nun 390. maddesine göre taleplerinin haklılığının yaklaşık olarak kabul edilerek verildiği sırada Mahkeme Başkanının adli tatilde olduğundan bu değerlendirmelerde bulunmadığını, Eylül 2018 tarihinden sonra Başkanın göreve başladığını ve haklılıkları sabit olmasına rağmen anayasal ve yasal haklarının görmezden gelindiğini, açıkça dosya kapsamına aykırı gerekçelerle gayri adil kararlar verilerek müvekkili şirketinin zor duruma girdiğini ve iflasın eşiğine geldiğini, bu nedenle Mahkeme Başkanın bu dosya bakımından kişisel duyguları ile ve hatır gönüle bakarak işlem yaptığını, kanunları, hukuku doğru uygulamadığını, tarafsız kararlar vermediğini, heyet üzerinde baskı oluşturduğunu, yapılacak yargılamada tarafsız olamayacağı kanısının kendilerinde uyandırdığını, bu nedenle iş bu başvurularıyla ilgili yapılacak olan heyet incelemesinde tarafsızlığından şüphe duydukları ve verilen kararlarla açıkça kanuna aykırı hareket edildiğini, Mahkemenin eski kararları ile çelişir ve hukuk dışı kararlar verilmesine Başkan tarafından sebebiyet verildiğini, Başkanın bu davranışlarının tarafsızlığının ortadan kalktığının en büyük sebepleri olduğunun aşikar olduğundan Başkan …’nın (…) dosyalarıyla ilgili yürütülecek yargılama faaliyetinden çekilmesini HMK. 36. maddesi gereği kendisine teklif ettiklerini, başka bir Hakim ile yapılacak objektif, tarafsız ve adil yargılama ile hakkın hakkı olana teslim edilmesinin sağlanmasını talep etmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı … 13/11/2018 tarihli dilekçesi ile; ” Davacı vekilinin gerek tarafsızlığıma ilişkin ve mahkeme heyetindeki diğer hakimleri baskı altına aldığıma dair ve gerekse hatır gönül ile karar verdiğime ilişkin vb savunma sınırlarını da aşan haksız ve yersiz beyanları karşısında ( tüm yasal haklarımı saklı tutarak ) davadan çekiliyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi Üye Hakimi … 13/11/2018 tarihli dilekçesi ile; ” Mahkememizin 2018/723 esas sayılı dava dosyasında davacılar vekili Av. … imzalı 02/11/2018 günlü dilekçesinde ” … Bu nedenle Sayın Başkanın bu dosya bakımından kişisel duyguları ile ve hatır gönüle bakarak işlem yaptığı, kanunları, hukuku doğru uygulamadığı, tarafsız kararlar vermediği, heyet üzerinde baskı oluşturduğu, yapılacak yargılamada TARAFSIZ OLAMAYACAĞI KANISINI BİZDE UYANDIRMIŞTIR…” cümlesi ile, bu mahkeme hakiminin baskı altında karar verdiği iddiası aynı zamanda baskıya açık hakim olduğu, kanaatlerini baskı ile oluşturduğu, kendi hukuki kanaatlerinin bulunmadığı, anlamına da geldiğinden dosyadaki görevimden yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla çekiliyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi Üye Hakimi…13/11/2018 tarihli dilekçesi ile; ” Mahkememizin 2018/723 esas sayılı dava dosyasında davacılar vekili Av. … imzalı 02/11/2018 günlü dilekçesinde ” … Bu nedenle Sayın Başkanın bu dosya bakımından kişisel duyguları ile ve hatır gönüle bakarak işlem yaptığı, kanunları, hukuku doğru uygulamadığı, tarafsız kararlar vermediği, heyet üzerinde baskı oluşturduğu, yapılacak yargılamada TARAFSIZ OLAMAYACAĞI KANISINI BİZDE UYANDIRMIŞTIR…” cümlesi ile, bu mahkeme hakiminin baskı altında karar verdiği iddiası aynı zamanda baskıya açık hakim olduğu, kanaatlerini baskı ile oluşturduğu, kendi hukuki kanaatlerinin bulunmadığı, anlamına da geldiğinden dosyadaki görevimden yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla çekiliyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Reddedilen hakim tarafından, istemin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim ve çekilme talebinin reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İncelenen dosya kapsamına göre, taraflardan birinin mahkeme hakimi hakkında şikayette bulunması veya aleyhine dava açması, HMK’nın 36/1-d maddesinde belirtilen “davalı olmak” anlamında yorumlanamayacağı, aksine bir yorum, yargılama yapan tüm hakimlerin kötü niyetli taraflarca reddedilmesini kolaylaştıracağı gibi, bu hakkı kötüye kullanmak isteyenlerin davranışını da korumak anlamına geleceği, hiçbir hukuk kuralının, kötü niyetliyi korumayacağı, aksini kabul etmek, kötü niyetli kişilerce açılacak uydurma dava ve şikayetler sonucu, davaya bakan hakimlerin sağlıklı, baskıdan uzak ve hür iradeleri ile görev yapmalarına engel olacağı gibi, tabii hakim ilkesini de zedeleyeceğinden konuyu inceleyen mercinin HMK’nın 36/1-d. maddesi hükmünü yorumlaması usul ve yasalara uygundur. Red dilekçesinde hakimin tarafsızlığını yitirdiğine ilişkin ileri sürülen diğer sebeblerde hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilemeyeceği gibi, dilekçede belirtilen sair hususlar işin esası yönünden istinaf ve temyiz sebebi olup, HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf başvuru talebinin REDDİNE 13/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere