Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/1779 E. 2020/72 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1779
KARAR NO : 2020/72
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
NUMARASI : 2017/609 2018/341 :
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ve İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının 08/07/2013 celsede dava konusu ürünlerin markasının tescilli olduğunu beyan ettiği, ve buna ilişkin belge sunduğu, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK hükümleri çerçevesinde mahkememizin görevli olmadığı, davaya bakmaya görevli mahkemenin Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmekle, gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise, “… davanın konusu marka haklarına tecavüz olmayıp, reçel ambalaj tasarımlarının benzer olduğu iddiasıyla haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalının görev itirazına karşılık davacı vekilinin verdiği 09/12/2011 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, tescilli tasarım hakkına dayanmadıklarını açıkça belirtmiştir. Davacı adına tescil edilen 2011 04413 numaralı tasarımın tescil tarihinin 30/06/2011 olduğu, ancak bültende yayın tarihinin 01/09/2011 olduğu, dava tarihinde tasarım tescilinin henüz yayınlanmadığı, tasarımın tescil süreci devam ederken dava açan davacının, bu tescilli tasarımına dayandığına dair bir beyanda bulunmadığı gibi, tescilsiz tasarıma dayanarak dava açtığını açıkça beyan ettiği anlaşılmıştır.Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Dava açıldığı tarihte davacının tasarımı tescilli olmadığından ve tescil süreci devam eden tasarım hakkına dayanmadığından genel hükümlere göre yargılama yapılması gerektiği davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK’nin 1/2. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Davacının talebi de davalının tasarımlarının kendi tasarımıyla benzerliğinin haksız rekabet olduğunun tespitine ve önlenmesine ilişkindir. Haksız rekabet TTK’nun 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, TTK’nun 54. ve devamı hükümlerinin uygulanması suretiyle çözümlenmesi gereken uyuşmazlıkta, aynı Kanun’un 4/1. ve 5. maddeleri uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.” gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
TTK’nın 5. maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hâkime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 57. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla iyiniyet kurallarına aykırı hareketler 10 bent halinde gösterilmiştir. 5. bentde, “Başkasının emtiası, iş mahsulleri faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek şekilde, ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arzetmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun ekinde bulundurma” eylemlerine yer verilmiştir. 10. bentde de “Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi” de haksız rekabet olarak sayılmıştır. Rakip olmayanlar bakımından eylemin, 56. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir.” hükmü getirilmiştir.
Tescilsiz marka yönünden TTK’nın 56 ve 57. maddeleri anlamında haksız rekabet; tescilli marka yönünden 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi anlamında markaya tecavüz hükümleri uygulanır.Somut olayda, davacı taraf reçel ambalaj tasarımlarının benzer olduğu iddiasıyla haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davacı adına tescil edilen 2011-04413 numaralı tasarımın tescil tarihinin 30/06/2011 olduğu, ancak bültende yayın tarihinin 01/09/2011 olduğu, dava tarihinde tasarım tescilinin henüz yayınlanmadığı, tasarımın tescil süreci devam ederken dava açan davacının, bu tescilli tasarımına dayandığına dair bir beyanda bulunmadığı gibi, tescilsiz tasarıma dayanarak dava açtığını açıkça beyan ettiği anlaşılmıştır. Dava açıldığı tarihte davacının tasarımı tescilli olmadığından ve tescil süreci devam eden tasarım hakkına dayanmadığından, uyuşmazlığın TTK’nun 54. ve devamı hükümlerinin uygulanması suretiyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.