Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/1251 E. 2019/2491 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1251
KARAR NO : 2019/2491
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2017/496 2017/805
DAVA : Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı)
Taraflar arasındaki davada, GOP 1. Asliye Hukuk ve İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, Dava, konusu bakımından TTK 1481. maddesinde zikredilen halefiyet kuralları gereği açılan rücuen tazminat davasıdır.Gerekli araştırmalar yapılmış, taraflarca toplanılması istenen deliller toplanmış, keşif yapılarak, bilirkişi incelemesi yaptırılmışır. TTK 4. maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince somut uyuşmazlığa konu davanın, konut güvence sigorta poliçesi ile sigortalı konutta, davalı mütahhit’in ayıplı izolasyonu nedeniyle su basmasına bağlı ödenen sigorta bedelinin, rücuen tahsiline ilişkin olup, bu dava bakımından mahkememizin görevli olmadığı açıktır. Dava tarihi 16/06/2015 olup 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonra açılan bu davada HMK’nın göreve ilişkin yükümlerinin uygulanacağı açıktır. Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK6335 saylı kanunu ile değişik 5. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hususlar gözetildiğinde mahkememizin görevli olmayıp , mahkememize görevsizlik kararı veren Asliye Hukuk mahkemesi görevli olduğundan mahkememizin görevsisiliği nedeniyle davanın HMK 114/1-c , 115/2 maddesi gereği dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Somut olayda; davacı vekili Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete … no.lu Konut Güvence Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ve …’ın maliki bulunduğu, … Gaziosmanpaşa/İSTANBUL adresinde kain konutta, 27/09/2014 tarihinde dahili su hasarının meydana geldiğini, hasar sonrasında yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda toplam hasar miktarının 2.005,00 TL olduğunun tespit edildiğini ancak ilgili poliçedeki izolasyon yetersizliği limiti 1.000,00 TL olduğu için toplam 1.000,00 TL hasar tutarının 21/11/2014 tarihinde sigortalıya ödendiğini, söz konusu hasarın davalı şirketin müteahhitliğini yaptığı gayrimenkulün taban izolasyonunun eksik yapılmış olması sebebiyle zemin katta bulunan sigortalı konutun altında biriken yağmur sularının konuta sirayet etmesi sonucunda, sigortalı konuttaki muhtelif emtia ve demirbaşa zarar vermesi şeklinde meydana geldiğinin tespit edildiğini, dava konusu hasarın, davalı şirketin müteahhitliğini yaptığı inşaatın taban izolasyonunu gerekli ve yeterli standartlara uygun yapmaması neticesinde meydana geldiğini belirterek, davanın kabulü ile 1.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 21/11/2014’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalının gerçek kişi tüketici, davalı şirketin ise yüklenici olduğu, gayrimenkulün taban izalasyonunun eksik yapılmış olması nedeniyle zararlandırıcı olayın meydana geldiği iddiasından kaynaklandığı, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanunun aradığı anlamda tüketici ilişkisi olduğu, davacının dava dışı sigortalının haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı anlaşıldığından, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31/10/2019 gününde oy çokluğu ile karar verildi.