Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/1174 E. 2019/1695 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1174
KARAR NO : 2019/1695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/544
TALEP : Hakimin Reddi Talebinin İncelenmesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı-karşı davacı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Davalı- karşı davacı vekilinin dilekçesinde özetle ; Yargılamanın başından beri müvekkil aleyhine sürdürülen ve devam eden aşağıda da kısmen değindiğimiz majör nedenlerle mahkeme başkanını HMK 38/8 uyarınca müvekkil talebi üzerine çekilmeye davet ediyoruz.Mahkeme tarafından dava açılır açılmaz Kamu İhale Kanunu 34. Maddenin son fıkrasına tamamen aykırı surette müvekkilin … nezdindeki teminat mektuplarına tedbir/bloke konulması,Henüz davanın açılmasıyla birlikte müvekkilin …’den olan alacakları üzerine tedbir kararı konulması, konulan tedbir süresinde tatbik edilmediği halde HMK 393/1 uyarınca bir hafta içinde talep edilmeyen tedbir kararı kendiliğinden kalkması gerekirken buna aykırı işlem tesis edilmiş olması,Mahkeme Başkanı hakkında HSK nezdinde şikayet yapılmış oluşu,15.02.2017 tarihli celse ara kararı gereği 27.03.2017 tarihinde yapılacak inceleme için şirket merkezinde defter belgeler hazır edildiği halde bedeli böylesine yüksek bir davada üstelik tüm ücret ve masrafları yatırılmışken ve gider avansı da yokken yerinde inceleme yetkisi verilmiş bilirkişilere şoförlük/getir&götür yapılmadığı gerekçesiyle müvekkil kayıtlarında inceleme yaptırılmaması,Bilirkişi Heyetine ilişkin belirlenen tüm masraflar gününde ödendiği halde resen görevli bilirkişilerin Anadolu Adliyesine taksi ile 15-20 dk mesafedeki müvekkil defter belgelerinde inceleme yapmayışı, tüm taleplerimize rağmen inceleme yaptırılmaması ve böylesine önemli bir hususta yasada yeri olmamasına rağmen makul ve haklı inceleme taleplerimizin her seferinde reddi, Müvekkilin Ataşehir/İSTANBUL adresine resen görevli bilirkişilerin gelmeyip, şirket merkezi Dilovası/KOCAELİ olan davacı/karşı davalı … defter belgelerinin yargılama alanında olmamasına rağmen bilirkişilere verilen görevle HMK 27 ve 197. Maddelerine aykırı surette hakim yokluğunda inceletilmesi,Yargı alanı dışındaki incelemenin Yargıtay kararları ve HMK 197. Maddesine aykırı olduğu ve yok hükmünde sayılması gerektiği, yeni bir inceleme yapılması gerekeceği yönündeki beyanlarımıza itibar edilmeyip ara karar dahi oluşturulmayışı,HMK 293. Madde uyarınca Prof. Dr. V..’dan alınan 23.05.2016 tarihli uzman görüşü ile açıkça çelişen davaya konu bilirkişi raporundaki mübayenetin giderilmesi taleplerimizin reddi,İki basiretli tacir arasındaki 31.03.2013 tarihli sözleşmeyi hiç dikkate almayan bilirkişi raporu ile yetinilmesi,Yargılamanın başından beri takdir hakkının tüm taleplerimizle ilgili müvekkil aleyhine kullanılması HMK 38. Maddenin 8. Fıkrası uyarınca hakimi çekilmeye davet nedenlerimizin özünü oluşturmaktadır.Müvekkil, mahkeme başkanı hakkında yapılan HSK şikayeti nedeniyle mahkemenin tarafsızlığını kaybettiğini, bunun da sıraladığımız sebeplerle kendini gösterdiğini değerlendirmektedir. Özellikle usul ve yasaya aykırı surette üstelik yargı alanı dışında Yargıtay kararlarına aykırı surette şehir dışı şirket merkezinde bilirkişilerin inceleme yapması, buna karşılık hükmedilen yasal tüm gider ve ücretler yatırıldığı halde resen görevlendirilen bilirkişilerin müvekkilin Ataşehir/İSTANBUL adresinde inceleme günü hazır edilen ve halen hazır bekletilen defterlerinde inceleme yapmayışı müvekkilin HMK 38/8 uyarınca başvuruyu haklı kılmaktadır…” şeklinde belirterek hakimin reddi talebinde bulunmuştur.Reddedilen hakim tarafından, istemin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine, 1.500,00 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine ilişkin verilen karar, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir.Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır.HMK 41.maddesi red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş ise red talebinin, reddi istenen hakim tarafından geri çevrileceğini düzenlemiş olup, hakimin reddini talep eden tarafın red sebebine ilişkin mutlak bir ispat vasıtası olarak delil göstermesi zorunlu olmayıp, red sebebine ilişkin emareler de yeterlidir. Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. (Anayasa m.9) Hakimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle hakimler önüne gelen uyuşmazlıkları kanuni çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hakim bir olay ile ilgili kuracağı hükümle tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hakim tarafların geçerli ve kanuni delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında başkalarına ve kendisine yabancı kalarak hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, aksine hakimlerin yansız ve kanunlardan aldığı güçle adaleti sağlamaya çalıştığını davanın taraflarına inandırmalıdır. Yargılama sırasında, taraflardan birinin mahkeme hakimi hakkında şikayette bulunması veya aleyhine dava açması veya mahkeme hakiminin davanın taraflarından biri hakkında şikayette bulunması (suç duyurusunda bulunması) HMK.nın 36/1-d maddesindeki “davalı olmak” anlamında yorumlanamaz. Suç duyurusunda bulunulması hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebep olarak da düşünülemez.Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi sebeplerinin bulunmadığı, red sebebi olarak ileri sürülen hususların hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği, HSK’ya şikayette bulunulmasının HMK’nın 36/1-d maddesi uyarınca davalı olarak yorumlanamayacağı, mercice verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, mahkemenin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2015/544 değişik iş esas ve karar sayılı kararına karşı istinaf başvuru talebinin REDDİNE, Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine, İstinaf giderlerinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/06/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.