Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/1090 E. 2019/1521 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1090
KARAR NO : 2019/1521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI : 2019/479 2019/479
TALEP : Reddi Hakim İncelemesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından sunulan ret dilekçesinde özetle; “Mahkememizin 27/11/2018 tarihli ara kararı gereğince müvekkili bankaya müzekkere yazıldığını, bir takım bilgi ve belgelerin gönderilmesinin talep edildiğini, 30/11/2018 tarihli bu müzekkede bilgi ve belgelerin talep edilmesinin yanında hakimin dava hakkındaki görüşlerini alenen açıkladığı ve ihsas-ı rey yaptığını, Müzekkerenin 2.maddesinde ” Banka tarafından düzenlenen sözde mevduat rehnine ilişkin bütün sözleşmeler ve ferilerinin….” 3.maddesinde ise “bankanın kusurunu göstermesi dolayısı ile m.sabri gören ile … A.Ş adına düzenlenen rehin sözleşmeleri….” denildiğini, Hakimin açıkça mevduat rehnine ilişkin sözleşmelerin “sözde” olduğu ve “bankanın kusurlu” olduğu konusundaki görüşlerini açıkladığını, bu aşamadan sonra Hakimin sağlıklı ve objektif bir karar vermesinin beklenemeyeceğini, HMK’nın 36.maddesi gereğince ” Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması” Hakimin reddi sebeplerinden olduğunu, bahsi geçen müzekkerede hakimin çok açık ve net olarak görüşlerini açıkladığını ve henüz yargılama yapılmadan bankanın kusurlu olduğuna ve mevduat rehinlerinin aslında mevcut olmadığına kanaat getirdiğini altında imzası bulunan müzekkerede açıkladığını, bu durumun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Bu müzekkerenin yanısıra bahsi geçen ara karardan dönülmesi taleplerinin reddedilmiş olmasının da hakimin bu davaya objektif olmadığının bir göstergesi olduğunu, 17/12/2018 tarihli dilekçelerinde belirtildiği üzere davacı vekilinin değişmesi nedeniyle 6 yıllık dava süresince toplanan tüm delillerin, yapılan tüm işlemlerin yok sayıldığını, sanki davanın yeni açılmış gibi davacının ileri sürdüğü tüm delillerin toplanılmasına karar verildiğini ve iddianın genişletildiği yönündeki taleplerinin dinlenilmediğini, ilgili ara karardan dönülmesi gerektiği yönündeki taleplerinin ise dilekçe üzerine yazılan basit bir karalama ile yok sayılarak reddedildiğini, Belirterek Hakimin Reddine, 27/11/2018 tarihli duruşmada verilen delillerin toplanılması yönündeki ara karardan geri dönülmesine ve gerek dosyada mevcut deliller, gerekse tanık beyanları doğrultusunda dava konusu olguların gerçekleşmediğinin açık olup, davacının davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesini ” talep etmiştir. Reddedilen hakim tarafından, istemin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Tüm dosya kapsamına, dayanılan gerekçeye göre, merci kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf başvuru talebinin REDDİNE 30/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.