Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/103 E. 2019/1017 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/103
KARAR NO : 2019/1017
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : 2018/651 2018/1101
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 9. Asliye Hukuk, İstanbul 12. Tüketici ve İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, devremülk satış vaadi sözleşmesinin feshedilerek taşınmaz bedelinin geri ödenmesi talebine ilişkindir. İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, “… Taraflar arasındaki dava 6098 sayılı TBK’nın tanımlanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 12. Tüketici Mahkemesince, “… taraflar arasındaki ilişki 6502 sayılı kanun kapsamı dışında kalmaktadır. Alınan devremülk sayısının 6 adet olması ve kira gelirlerini elde etmek amacıyla hareket ettiğinin de sabit olması karşısında açılan davada mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmıştır. Açılan davanın gayrımenkul olması ve dava sonunda gayrımenkulün aynının da değişme durumu söz konusu olduğundan Mahkememizce görevli ve yetkili mahkemelerin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesince, “… Davacının, davalı aleyhine açtığı davanın, dava konusu devremülk satış vaadi sözleşmesinin geçersizliği sebebi ile ödenen bedelin istirdadına ilişkin olup , dava konusu satıma konu yerin ticari yatırım için yapılan otel konseptli devremülk olup davalı tarafından 6 adet devremülk satın alındığı ve işbu yapılan işlemin ticari iş niteliğinde davalı şirketin ve davacının ticari işletmesi ile ilgili olduğu Mahkememizce benimsenmekle tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren işbu devremülk satış bedelinin iadesi davasının ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1-(l) maddesinde de, tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.Somut olayda, uyuşmazlık taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi 6102 Sayılı TTK’nun 4.maddesinde 6098 Sayılı TBK’na atıfta bulunulmak suretiyle sayılan sözleşmelerden olmadığından, dava mutlak ticari dava niteliği taşımamaktadır. Davalı şirket tacir olmakla beraber, davacı … gerçek kişi olup tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan davacı tarafın yatırım amacıyla hareket etmesi nedeniyle tüketici olarak da nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere