Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/906 E. 2018/984 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/906
KARAR NO : 2018/984
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2017/913 2017/742
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasındaki davada Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk ve İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı GÖREVSİZLİK kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın tarafların ticari faaliyetinden kaynaklandığı ve ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğunu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Somut olayda; uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir. TTK m. 1472/1’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır.
Somut olayda; sigortalının halefi olan davacı sigorta şirketi, davalının yaptığı inşaatın yıkım çalışmaları sırasında temiz su borusunun patlaması nedeniyle oluşan zararın rücu’en tahsilini talep etmekte olup, bu şekilde uyuşmazlığın haksız fiîlden kaynaklandığı anlaşılmakla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/06/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere