Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/481 E. 2018/1249 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/481
KARAR NO : 2018/1249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2017/479 2017/200
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki marka ve haksız rekabet hukukuna ilişkin davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret ve İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın markaya tecavüzün önlenmesi davası olduğu, uyuşmazlığa 556 sayılı KHK hükümlerinin de uygulanması gerekeceği ve Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise, davaya konu uyuşmazlığın, TTK 56 vd. maddelerinde öngörülen haksız rekabete dayalı olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
TTK’nın 5. maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hâkime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 57. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla iyiniyet kurallarına aykırı hareketler 10 bent halinde gösterilmiştir. 5. bentde, “Başkasının emtiası, iş mahsulleri faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek şekilde, ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arzetmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun ekinde bulundurma” eylemlerine yer verilmiştir. 10. bentde de “Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi” de haksız rekabet olarak sayılmıştır. Rakip olmayanlar bakımından eylemin, 56. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkili firmanın 1989 yılından beri mevcut ve prestijli bir marka olan “…” markası altında dekorasyon ve mobilya üretimi ile satışı yapmakta olduğunu, ürettiği mobilyaları kendi açmış olduğu mağazalarda satışını gerçekleştirdiğini, yurt içinde ve yurtdışında bulunan bayileri ile de satışını yaptığını, satışını yaptığı ürünlerin tasarım ve dizaynlarını kendisinin yaptığını, tasarladığı ürünlerinden bazılarının 2011 yılında İstanbul Mobilya Fuarında en iyi tasarım ödülüne layık görüldüğünü, Müvekkil firmaya ait tasarımın davalı tarafından taklit edildiğini, bununla da yetinilmeyerek müvekkilin Türkiye genelindeki bütün mağaza ve bayilerine kendilerinden alışveriş yapmaları gerektiğine dair yazı gönderdiğini, mütecavizlerin eylemleri yalnızca bayi satışı ile sınırlı olmadığını, “… adı altında üretimi yapılan taklit ürünlerin mütecavizlerden “…. ‘ tarafından “….” adı altında doğrudan tüketiciye satışa sunulduğunu, müvekkiline ait olan “…” nun adı dahi değiştirilmeden tüm özellikleri ile aynen taklit edildiği, bu konuyla ilgili olarak İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/46 D.İş sayılı dosyasından müvekkile ait ürünler ve mütecavize ait ürünler karşılaştırıldığını, müvekkilinin tasarımının taklit edilmesi haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, davanın kabulü ile haksız rekabetin tespiti ile ref ve men”ine karar verilmesini, haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarar sebebi ile müddeabihi zarar tespiti edildiğinde belirlemek üzere şimdilik 100,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, Davalı tarafından marsafları davalıya ait olmak üzere noter kanalı ile müvekkil şirketin Türkiye genelindeki tüm bayi ve mağazalarına davalının ıslak imzasını havi “müvekkil şirket taşeronu olmadığı ve müvekkile ait tasarımaları üretmediği” konusunda düzeltici beyan göndermesini, müvekkil lehine verilen hüküm özetinin masrafları davalıya ait olmak üzere tirajı 100.000’in üzerinde olan ve Türkiye genelinde dağıtım yapan bir gazetede yayınlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tescilsiz marka yönünden TTK’nın 56 ve 57. maddeleri anlamında haksız rekabet; tescilli marka yönünden 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi anlamında markaya tecavüz hükümleri uygulanır.
Dosya kapsamına göre, davacının TPE nezdinde tescil edilmiş …marka hakkına dayandığı anlaşıldığından uyuşmazlığın İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/07/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere