Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/2933 E. 2019/663 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2933
KARAR NO : 2019/663
KARAR TARİHİ: 01/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
NUMARASI : 2015/716 2018/145
DAVANIN KONUSU: Tazminat
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan tazminat davasıdır.İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince; tarafı tacir olmayıp tüketici olan bankacılık işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün tüketici mahkemesinin görevi olduğu gerekçesiyle görevsizlik verilmiştir.İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi ise taraflar arasındaki ilişkinin Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ile Türev İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi hükümleri uyarınca gerçekleştirilen opsiyon işlemine ilişkin olduğu görülmektedir. Davacının hesabından kar elde etmekte olduğu olduğu anlaşılmıştır. Sözleşme içeriğinden anlaşıldığına göre müşterinin bankacılık hizmetinden yalnızca ticari veya mesleki olmayan amaçlarla yararlandığı belli değildir. Örneğin müşterinin fon, hazine bonosu, repo işlemleri de yapabilmesi mümkündür. Bu nedenle davacının sözleşmede ve hizmet alımında tüketici konumu yoktur. Alınan hizmetin ticari ya da mesleki amaçlar dışında kullanıldığı sınırlı bir anlaşma mevcut değildir. Sözleşme içeriğine göre hizmet ticari ve mesleki amaçlarla da kullanılabilir. Bu nedenle taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi de değildir. T.T.K’nun 3. ve 21. maddeleri de gözetildiğinde konunun genel mahkemelerde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle bu davaya bakmakta Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış ve görevsizlik kararı vermek gerektiği konusunda Mahkememize yeterli kanaat gelmiştir.Somut olayda, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, döviz işlemleri ve mevduat bazlı olarak birikimlerini değerlendiren, her türlü riskli ve spekülatif işlemlerden kaçınan bir müşteri olduğunu, müvekkilinin Sermaye Piyasası Kurulunun yayınladığı tebliğlere aykırı olarak, yalnızca nitelikli yatırımcılar arasında yapılması gerekli olan ancak sırf davalı Bankanın kâr iştahıyla ve hiçbir yüksek getirisi bulunmayan çok yüksek riskli yatırım araçlarına yönlendirme yapıldığını, söz konusu bu işlemin, yüksek riskli …. işlemi olduğunu, nasıl cerayan ettiğini, ne gibi risk faktörleri taşıdığını, işlemin ters yürümesi halinde ne gibi kayıplara sebebiyet vereceğine ilişkin olarak yeterli açıklama dahi yapılmadığını, riskin boyutu ve büyüklüğü hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmayan müvekkilinin bu işlemlerin sonucunda da 261.930 TL.lik bir zarara maruz kaldığını, bu tutarın hiçbir yasal bildirim yapılmaksızın veya opsiyon hakkının kullanıp kullanılmayacağı sorulmaksızın müvekkilinin onayı alınmadan ve herhangi bir yasal dayanağı olmaksızın 25/07/2011 tarihinde hesabından otomatikman çekip alındığını belirterek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere davalı bankanın haksız ve mevzuata aykırı eylemleri dolayısıyla müvekkiline uğratmış olduğu zarar olan 261.930 TL.nin 25/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 07.11.2013 tarihinde kabul edilip, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3-1(k) maddesinde Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler” olarak tarif edilmiş, 3 -1(l) maddesinde ise “bankacılık” sözleşmeleri de “tüketici işlemleri” arasında sayılmıştır. Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri”nin görevli olduğu belirtilmiş; 83/2. maddesinde ise “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. O halde, uyuşmazlığın tüketici mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine 01/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.