Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/2542 E. 2019/158 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2542
KARAR NO : 2019/158
KARAR TARİHİ: 11/01/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2018
NUMARASI : 2018/647 2018/859
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 9. Asliye Hukuk ve İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ise uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır.
Somut olayda; davacı vekili özetle; müvekkili nezdinde dava dışı .. ‘ a ait konutun Evim Garantide Plus Sigorta Poliçesi ile olarak sigortalı olduğunu, 11/11/2016 tarihinde İSKİ’ye ait yalçın sokaktaki rögarın tıkanmasına bağlı su basması sonucu sigortalı konutun hasar gördüğünü, oluşan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, davalının kusuru ile oluşan zarar sebebiyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin, davalıdan rücuan tahsilini talep etmektedir.
Uyuşmazlık haksız fiîlden kaynaklanmakta olup, bu durumda uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere