Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/2512 E. 2019/520 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2512
KARAR NO : 2019/520
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2018
NUMARASI : 2018/23 2018/238
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tazminat ve markanın korunması istemine ilişkindir.İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince, Her ne kadar dava görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmişse de; taraflar arasında markadan kaynaklanan uyuşmazlık bulunmadığı, davanın davalı tarafından kullanılan “efsane lezzet” ve “efsane lezzet geri döndü” sloganından kaynaklandığı, davacı vekilinin de esasen dilekçelerinde haksız rekabet hükümlerine dayandığı anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ise davanın haksız rekabetin önlenmesi davası olduğu, uyuşmazlığa 556 sayılı KHK hükümlerinin de uygulanması gerekeceği ve Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Davanın dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK hükümlerinden kaynaklanmadığı,Ticaret Kanunda düzenlenen haksız rekabet hükümlerinden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu, mahkemelerin görevinin kanunla düzenlendiği, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olması hasebiyle, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınacağı gözönüne alınarak mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizliğine karar verilmiştir. TTK’nın 5. maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hakime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 57. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla iyiniyet kurallarına aykırı hareketler 10 bent halinde gösterilmiştir. 5. bentde, “Başkasının emtiası, iş mahsulleri faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydana verebilecek şekilde, ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arzetmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun ekinde bulundurma” eylemlerine yer verilmiştir. 10. bentde de “Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi” de haksız rekabet olarak sayılmıştır. Rakip olmayanlar bakımından eylemin, 56. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir” hükmü getirilmiştir. Somut olayda, şirket ortağı olan davacı vekili, şirket yönetim kurulu başkanı olan davalının şirket internet sitelerinin domainlerini usulsüz olarak kendi çıkarına kullanmak suretiyle özen ve bağlılık yükümüne aykırı davranışlarla şirketi zarara uğrattığı, diğer davalı şirketin haksız rekabetine imkan verdiği iddiasıyla bu durumun önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şirketin kayyım vasıtasıyla temsilini ve maddi tazminat talep etmiştir. Tescilsiz marka yönünden TTK’nın 56 ve 57. maddeleri anlamında haksız rekabet; tescilli marka yönünden 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi anlamında markaya tecavüz hükümleri uygulanır. Somut olayda; davacı, TPE nezdinde tescil edilmiş bir tescilli marka hakkına dayandığına göre uyuşmazlığın çözümünde Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere