Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/220 E. 2018/360 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/220
KARAR NO : 2018/360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2017/543 2017/534
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davacı şirket ile davalı arsa sahipleri arasında imza edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yürürlükte olduğunun tespiti ile davalıların müşterek eylemi nedeniyle ticari itibar kaybına dayalı tazminat talebine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesince ” uyuşmazlık konusunun davacı ve davalı şirketlerin ticari işletmeleriyle ilgili olduğu, buna göre davacı ve davalı taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde bulunduğu, davanın niteliği itibariyle dosyanın bir bütün halinde görevsizlik kararına tabi olduğu tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla 6102 sayılı TTK nun 4(1)/a ve 5(1) maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi..,” olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince “…somut uyuşmazlığa konu temel ilişkinin davacı ile davalı arsa sahipleri arasında imza edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yürürlükte olup olmadığı hususunda olduğu, bir davada görevli mahkeme belirlenirken uyuşmazlıktaki temel ilişkinin esas alınması gerektiği, davacının, arsa payı sahibi davalıların kendisi ve diğer davalı şirket ile sözleşme yaptıklarını belirterek muarazanın giderilmesinin talep etmesi nedeniyle davalı şirket aleyhine de husumet yöneltmiş olması uyuşmazlığa konu hukuki ilişkinin temelini değiştirmeyeceği, kaldı ki davacı ile davalı şirket arasında bir ticari ilişki ve veya bir sözleşme olmadığı gibi arsa sahibi davalıların her iki şirket ile yaptığı sözleşme dışında ortak bir uyuşmazlık noktası da bulunmadığı, davalı arsa sahiplerinin tacir sıfatlarının bulunmadığı yani her iki tarafın tacir olduğundan söz edilemeyeceği, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığı, dolayısı ile iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1 maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Somut olayda davacı vekili, davacı ile davalılar arasında 13/01/2015 tarihli taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, Davacının sözleşmeden doğan edimlerini bütünüyle yerine getirerek binanın yıkım ruhsatı için başvurduğunu, bir fesih davası açılmadan, ihtarname çekilmeden, davacının temerrüte düşürülmesi ve fesih konusunda iradelerin uyuşması hali bulunmadan gerçek kişi davalıların davalı şirket ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, davacının bu süre içinde başka işler almaması projeyi halka tanıtması nedeniyle itibarının zedelenip maddi zarara uğradığını bildirmiş, sözleşmenin tapuya şerhine ve yürürlükte olduğunun tespiti ile taraflar arasındaki muazaranın bu şekilde giderilmesine, davalıların müşterek eylemi nedeniyle davacının uğradığı zararlar için şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından uyuşmazlığın, davacı ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı gerçek kişiler tarafından usulsüz olarak feshedilerek diğer davalı şirket ile anlaşılmasından kaynaklandığı, davalı gerçek kişilerin tacir olmadığı, davalı şirket her ne kadar tacir ise de davacı şirket ile aralarında herhangi bir ticari ilişki ve sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. Maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere