Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/1843 E. 2018/1427 K. 24.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1843
KARAR NO : 2018/1427
KARAR TARİHİ: 24/09/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2018
NUMARASI : 2018/641 2018/652
DAVANIN KONUSU : Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi;
– K A R A R –
Davacı vekili hakimin reddi dilekçesinde özetle; mahkeme heyetinin bilirkişi incelemesi konusunda verdiği, 26.04.2018 ve 23.05.2018 tarihli iki kararı HMK nın 266 maddesi ile 6754 sayılı bilirkişilik kanununun maddeleri hükümlerine aykırı olduğunu, özelikle de 19.06.2017 tarihli ara kararı gereği hesap bilirkişisi olarak atamak sureti ile görev sınırı belirlenmiş bulunan …’nin raporunda verilen görev dışına çıkılarak HMK nın 266.maddesi ile bilirkişilik kanununun 3/2 ve 3/4 sayılı emredici maddeleri hükümlerine aykırı şekilde hukuki görüş ve değerlendirmelere yer vermiş olmasına rağmen, yasal gerçeklikten yoksun … imzalı raporunda değerlendirilmesi sureti ile nedeni de yazılmaksızın davalı taraf istemi gibi davalı şirket defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin 26.04.2018 tarihli ara kararı davanın gereksiz yere uzatılması sonucunu doğurmakla, mahkeme heyetinin bu davada tarafsız davranmadığı yolundaki kaygılarını kuvvetlendirdiği gerekçesi ile İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin Başkan ve üyeleri olmak üzere tüm heyetin reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Reddedilen hakim tarafından, hakimin reddi talebinin reddi gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine ilişkin verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili ; “…. dilekçemizde etrafı ile arz edildiği üzere Mahkemenin Bilirkişi olarak görevlendirdiği … isimli Bilirkişinin ;
Avukat olduğu kendisini tayin kararında gösterilmemiştir Çünkü» 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 42.maddesinde 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 63.maddesinin l.fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“Ancak, genel bilgi veva tecrübe ile ve de Hakimlik mesleğinin” “gerektirdiği hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan” “konularda Bilirkisi’ ve başvurulamaz. “Hukuk eğitimi görmüş kisiler.hukuk alanı dışında ayrı bir” “uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe Bilirkişi olarak” “görevlendirilemez”Bu kadar açık Kanun hükmüne aykırı olarak Bilirkişinin mesleği Mahkemece tayin kararında saklanmıştır. Bilirkişi de raporunda imzası üzerine mesleğinin Avukat olduğunu saklamış, sadece ( Bilirkişi ) ibaresi altına imzalamıştır. Bu Bilirkişinin vermiş olduğu Raporda 25.sahife tamamen hukuki çözüm konusunda rapor verdiği görülmüştür. Oysa 19.06.2017 tarihli ara kararı gereğini yerine getirmek üzere tayin edilen…nin “ dava konusu sözleşme gereği takip konusu alacak ile temerrüt faizinin belirlenmesi ” için görevlendirildiği açıktır.Bu rapor üzerine Mahkemeye verdiğimiz dilekçede, Bilirkişinin bu raporunun gerek HMK.266.maddesine ve gerekse 6754 sayılı Özel Bilirkişilik Kanunu’nun Temel İlkeler başlıklı 3.maddesindeki ( 2 }t ( 3 ), ( 6 ma d delerde yazılı yasaklara aykırı olması sebebi ile bu raporun hukuken yok sayılması talep edilmiştir. Red sebebi olarak gösterilmiş olan Davacımın tedbir talebinin reddi üzerine verilmiş gerekçesi maddi hataya müstenip olup. Davacı nın bu davada hiçbir tedbir kararı olmadığı gibi Mahkemeninde tedbirin reddine dair bir kararı bulunmamış olması ve yine red talebinde bulunanın bir somut gerekçe göstermediğine dair, gerekceninde etrafı ile arz edildiği üzere bütün somut gerekçelere dayandığı halde bu somut gerekçelerin hiçbirinden bahsedilmemesi sureti ile verilen kararın istinafen kaldırılmasına ve Davacı …’nun, İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesindeki 2015/1031 esas sayılı dosyada yaptığı, Mahkemenin Hakimlerinin tarafsızlığından endişe duyulması gereken işlemlerin var olabileceği düşüncesi ile yapılan haklı sonuç olarak Reddi Hakim talebinin istinafen kabulüne dair karar verilmesini…. ” şeklinde belirterek istinaf incelemesi talebinde bulunmuştur.
Hakimin reddi için ileri sürülen sebepler yargılama sırasında itiraz, işin esası yönünden ise istinaf ve temyiz sebebi olup, HMK’nın 36. maddelerinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygundur. Davalı vekilinin buna ilişkin kararın kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince davalı HMK’nın 42/4 maddesi gereğince alt haddin üzerine çıkılarak davalı aleyhine para cezasına hükmedilmişse de, tüm dosya kapsamına göre davalının red talebini kötü niyetle yaptığına ilişkin bir olgu veya bilgi söz konusu olmadığından davalının para cezası ile tecziyesi yasaya uygun değildir. Bu itibarla davalı vekilinin para cezasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1- Davalı vekilinin, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/641-652 Değişik İş sayılı kararında reddi Hakim talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun reddine,
2- Davalı vekilinin, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/641-652 Değişik İş sayılı kararında müvekkili aleyhine verilen para cezasının kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne,
3- HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/641-652 Değişik İş sayılı ilamının 2. bendinde davalı aleyhine hükmedilen 3000,00 TL disiplin para cezasının kaldırılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 24/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere