Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/150 E. 2018/540 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/150
KARAR NO : 2018/540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2017
NUMARASI : 2017/993 2017/984
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
K A R A R
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi; ” Somut olayda, talebin trafik kazası nedeniyle davacının maddi zararının karşı aracın maliki, sürücüsü ve ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın TTK’nun 1483 vd.maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, uyuşmazlığın Sigorta şirketi yönünden Asliye Ticaret Mahkemesi görevine girdiği aracın sürücüsü ve işleteni olan diğer davalılar yönünden de usul ekonomisi, arada bağlantı bulunması ve davanın daha iyi bir şekilde görülüp sonuçlandırılması bakımından; uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla … ” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise “Mahkememizce ön inceleme aşamasında yapılan değerlendirme neticesinde Davalı Sigorta şirketi hakkında dava şartının bulunmadığının anlaşılması üzerine tahkikat aşamasına geçilemediği ve davalı Sigorta Şirketi hakkında ki davanın dava şartı olmadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği, bu haliyle bu dosyada ki davalılar hakkında davanın ayrılmasının gerektiği anlaşılmakla birlikte taraflar arasında ihtilafın Trafik kazasından kaynaklandığı ,Özel hukuk hükümlerine tabi olan ihtilafta, Taraflar tacir olmadığı gibi yargılamaya konu olan davanın da, Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı; Görev hususunun mahkemece res’ en her aşamada değerlendirilebileceği,davanın niteliği itibari ile 6102 Sayılı Kanunun 4-5.md kapsamında kalan işlerden olmadığı bu haliyle davaya bakma görevinin 6100 Sayılı Kanunun 2.md uyarınca ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye hukuk mahkemesidir.” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanunun 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak, araç sürücüsü ve maliki olan davalılar ile ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketlerine karşı birlikte açılmıştır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, gerçek kişiler ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açılmıştır. Davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır.
Aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “Yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir.
O halde, gerek davalı araç sürücüsü ve maliki, gerekse de davalı sigorta şirketinin sorumluluğu aynı maddî olaydan kaynaklanmış ve zarar tek olmakla, davaların birlikte görülmesi zorunludur. Bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan asliye ticaret mahkemesince çözüme kavuşturulması gerekir. Mahkemece, birlikte görülmesi gereken davaların sonradan tefrik edilmesi, göreve ilişkin kuralları değiştirmez.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/04/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere