Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/1389 E. 2018/1848 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1389
KARAR NO : 2018/1848
KARAR TARİHİ: 13/11/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2017/995 2017/1228
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi ve İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava, vekalet ilişkisinden kaynaklanan vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu, dava tarihinden önce 29/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Kanun’ a göre görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesince ise; Dava dosyamızda davalı kar elde etmek gayesi ve ticari amaçlarla sahip olmuş olduğu gemi ve buna bağlı olarak şirketleriyle ilgili davalarını takip etmesi hususunda davacı vekille anlaşmıştır. Vekile buna konuda yetki ve vekalet vermiştir. Mesleki ve ticari amaçlarla hareket eden kişi tüketici vasfı taşımaz. Tüketici mahkemelerinde satıcı sıfatı kanunda anlatıldığı şekilde yorumlanır. Tüketici olan kişi alım satım işlerinde ticari gaye veya kar amacı güdemez. Kar amacı güderek ticari faaliyet gösteren kişi kanun kapsamında tüketici değildir. Dosyamız davalısı 4077 sayılı kanun ve 6502 sayılı kanun kapsamında tüketici vasfı taşımamaktadır. Dosya kapsamı dikkate alındığında taraflar arasındaki ilişki tüketici kanununda tanımlanan tüketici ve vekil ilişkisi değildir. Davacı vekil, davalının kazanç amacı güden yüksek düzeyde ticari iş ve faaliyetlerine yönelik İcra Hukuk Mahkemeleri ve İcra Dairelerinde görülen dava ve işlerini takip etmiştir. Mahkememiz görevsizdir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince ; ihtilafın davacı tarafından davalıya takibe konu edilen alacak miktarına konu hukuki yardımda bulunup bulunmadığı bulunmuş ise miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.TTK 5. Maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir hükmü yer almaktadır.Yasa hükmü gereğince somut davada davacı avukatın tacir olmadığı davaya bakmakla görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, nitekim Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2017/1553E-2017/4023K ve aynı dairenin 2017/2153 e-2017/3054 sayılı kararlarında da benzer nitelikteki davaların genel Mahkemeler olan Asliye hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği şeklinde kararlar verildiği anlaşılmakla Mahkememizin Görevsizliğine karar vermek gerekmiş Kararın kesinleşmesi ile birlikte iki hafta içinde müracaat edildiği takdirde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın giderilmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu tarafından talep edilmesi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 12/07/2018 tarih 2018/3546 Esas, 2018/7886 Karar sayılı kararı ile “Gerçekten de; TBK’ya göre daha özel bir Kanun konumunda olan Avukatlık Kanunu’nda, kamu hizmeti gören avukatların hak ve sorumluluklarına ve avukatlık sözleşmelerinin hüküm ve sonuçlarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak, bu yöndeki bir belirleme, özel hukuk hükümlerine göre avukat – müvekkil arasında yapılan sözleşmelerin, TBK 502 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmelerinden ayrı bir sözleşme türü olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Yürürlükteki 6502 sayılı TKHK’da Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden … gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, … vekâlet, … her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, … ifade eder.” şeklinde tanımlandığına göre, artık Kanunun bu tanımından hareketle, avukat – müvekkil arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklı ilişkinin niteliğinin buna göre belirlenmesi gerekeceği açıktır.
Hal böyle olunca, Vekil-Müvekkil arasında vekalete dayalı sözleşmesel bir ilişki kurulduğu gözetilerek, sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlemin, tüketici işlemi olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre mahkemelerin görevli olup olmadıklarının belirlenmesi gerekeceği tartışmasızdır. Bu açıklamalar ışığında daireler arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sözleşmesel ilişkinin temelindeki işleme göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Somut olayımızda, avukat olan davacının mesleki faaliyette bulunan kişi olması nedeniyle tüketici ve tacir konumunda olmadığı, davalının da mesleki ve ticari faaliyetinden kaynaklanan bir hakkını dava etmek için vekaletname verdiği gözetildiğinde tüketici kabul edilemeyeğine göre, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere