Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/107
KARAR NO : 2018/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2017
NUMARASI : 2015/415 2017/906
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden
Kaynaklanan
Taraflar arasında görülün davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davacının malzeme temini ve ekskavatör çalıştırılması nedeniyle ödenmeyen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince, “…taraflar arasında bir sözleşme bulunduğu görülmekle birlikte sözleşmenin konusunun mutlak ticari dava olmadığı, bununla birlikte vergi dairesinden gelen cevabi yazı ile davacının herhangi bir ticari defterinin bulunmaması, ticaret sicilde kaydının olmaması da dikkate alındığında davacının tacir olmadığı, TTK bakımından görev hususunun ticari işletme esasına dayandığı, taraflar arasındaki iş ticari olsa dahi davacının tacir olmaması nedeniyle nisbi ticari dava da bulunmadığı, taraflar arasındaki işin niteliği itibariyle genel görevli asliye hukuk mahkemesi tarafından uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği,…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, “…davacının istemine konu kazanç miktrı ve işin mahiyetinden yanında 2-3 kişiden fazla işçinin çalışması gerektiği anlaşılmakla tacir olduğu hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça bellidir. Davalı zaten tacirdir. Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmaktadır. Bu nedenle davacı ve davalı arasındaki davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Yine, TTK’nın 11/1 maddesi uyarınca ticari işletme, “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü” işletme olup, 12/1. maddesi uyarınca da, bir ticari işletmeyi “kısmen de olsa” kendi adına işleten kişi tacir kabul edilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının ticaret siciline kaydının bulunmaması ve ticari defterlerinin bulunmaması nedeniyle tacir olarak değerlendirilemeyeceği, iş ticari olsa dahi davacının tacir olmaması nedeniyle davanın nisbi nitelikte ticari dava olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU : Kesin olmak üzere