Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2023/2199 E. 2023/1887 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2199
KARAR NO: 2023/1887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2021/369 E. – 2021/803 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacı müvekkili arasında 17.04.2019 tarihinde abonelik sözleşmesi düzenlendiğini, iş bu sözleşme ile aylık 15.000,00 TL + KDV abonelik ücreti karşılığında 01.05.2019 – 31.12.2019 tarihleri arasında aboneye üye, çalışan ve müşterilerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi tasarrufunda bulunup … A.Ş. tarafından işletilen İstanbul, Bakırköy, Kartaltepe de bulunan otoparktan 110 araçlık bölümün belirtilen aylık abonelik ücreti karşılığında kullanılması imkanı sağlandığını, davalının sözleşmede belirtilen tarihler arasında kullanılan otoparkın toplam 8 aylık abonelik ücreti borcundan yalnızca 3 aylık ödeme yaptığını, davalının abonelik konusu otoparkı yukarıda belirtilen tarihler arasında kullandığını, abonelik ücretinin 5 aylık karşılığını ödemediğinden Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan 18.06.2020 tarihinde borçlu şirkete karşı 89.449,20 TL miktarlı takip başlatıldığı borçluya çıkartılan tebligatın 26.06.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun 29.06.2020 tarihinde başlatılan takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiğinden yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağından, dava dilekçesi ile eklerinin müvekkiline tebliği ile haberdar olunduğunu, arabuluculuk tutanağında müvekkiline e-posta gönderildiği belirtilen “…@gmail.com” adresi müvekkiline ait olmadığını, müvekkil şirket yetkilisinin aktif olarak kullandığı telefon numarası, arabuluculuk görüşmesinin yapıldığı tarihte tutanağa geçen numara olmadığını, müvekkilinnin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını takip sonrasında yapılan sözleşme ile takibe konu borç yapılandırıldığını, taraflar arasında imzalanan 27.07.2020 tarihli sözleşmenin 3.1 nolu maddesi ile yapılandırılan ve eksiksiz ödenen borca rağmen, takipteki tutar için itirazın iptali davası açılmasının haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlarını zamanında ve eksiksiz ödediğini ve takibe konu edilen fahiş tutarların gerçeği yansıtmadığını, davanın reddine, davacı tarafın %20den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu kapalı katlı otoparkın müvekkil şirketin hüküm ve tasarrufunda bulunduğunu, 17.04.2019 tarihli sözleşmede belirtildiği üzere; abone otoparkı kullandırdığı kişilerden ücret alamayacak, otopark alanına otoparkın ücretsiz olduğunu gösteren bir tabela koymak zorunda kalacağını, bu husus taraflar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi olmadığını gösterdiğini, kira sözleşmelerinde kiracı, kiralanan eşya üzerinde dilediği gibi kullanma ve yararlanma hakkına sahip olduğunu, davalı şirketin kullanma ve yararlanma hakkının sınırlandırıldığı sadece kendisinin kullanabileceği bir başkasına kullandıramayacağını kararlaştırıldığı, kira sözleşmelerinde alt kira ilişkisi kurulması konusunda kiraya verenin, konut ve çatılı iş yerleri dışında onayı aranmadığı, kiracının dilediği kişiyle alt kira ilişkisi kurabildiğini, 27/07/2020 tarihli sözleşmede de müvekkil şirketin, otopark alanına otoparkın ücretsiz olduğunu gösteren tabela koyabileceğini, davalının hizmet gördüğü yerin bir başkasına devredilmeyeceği ve zemine herhangi bir müdahalede bulunamayacağı hususunda anlaşmaları nmevcut olduğunu, tüm bu hususların müvekkil şirket ile davalı arasında bir kira ilişkinin olmadığını karşılıklı olarak bir hizmet edimi konusunda anlaşmış olduklarını ve bu hizmet karşılığında ücret ödeneceği hususunda anlaştıklarını gösterdiğini, diğer taraftan söz konusu yerin müvekkilinin hüküm ve tasarrufu altında bulunmadığını, müvekkil … Tic. A.Ş. nin,5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun “Şirket Kurulması” başlıklı 26.maddesi hükmüne istinaden kurulan İstanbul Büyükşehir Belediyesİ İştirak şirketi olduğunu İstanbul genelindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) nin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yol üstü ve diğer (Açık, Katlı, Kapalı) otoparkları işletme yetkisinin 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun “Büyükşehir Belediyesinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları” başlıklı 7. maddesinin(f) bendi hükmüne istinaden İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 18.02.2005 tarih, 349 sayılı kararı gereği Başkanlık Makamının 26.10.2005 tarih ve 7613 sayılı Olur ları ile …a verildiğini, yetkinin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.01.2009 tarih, 88 sayılı ve 16.01.2014 tarih 207 sayılı kararları ile beşer yıl süre ile uzatıldığı,. … A.Ş. mevzuat ve meclis kararı gereği İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından otopark olarak tespit edilen ve işletilmek üzere kendisine teslim edilen alanlarda otopark işletmeciliği yaptığını, söz konusu otoparkın, müvekkil şirketin tasarrufu altında olmayıp hizmet sağlayıcı olarak işletildiği, aynı zamanda müvekkilinin kiralama yetkisi de bulunmadığını, söz konusu otoparkın müvekkiline de kiralanmamış olup davalı şirketin de alt kiracı olmadığını, hüküm ve tasarruf yetkisi İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olup müvekkilinin sadece hizmet sunmak adına işletmekte olduğunu, kiralama yetkisi bulunmayan müvekkilinin, söz konusu otoparkı kiralama sözleşmesi ile bir başkasına kiralaması alt kira ilişkisi kurmasının mümkün olmadığını, söz konusu yeri müvekkilinin iyi bir hizmet vermek adına bakımlarını yaptığı ve gözetimi altında tuttuğunu, dava konusu kapalı katlı otoparkta müvekkilinin çalışanlarının hizmet verdiğini, otoparkın güvenliğinin müvekkilinin elemanlarınca sağlandığı ve otoparka giriş çıkışlar bariyerler ile kontrollü bir şekilde müvekkilinin çalışanları tarafından yapıldığı, ayrıca elektrik, su gibi belediye hizmetlerinde müvekkilinin uhdesinde kaldığını, ayrıca müvekkilinin gerekli gördüğü durumlarda, hizmet sağladığı abonenin onayı olmaksızın söz konusu otopark üzerine kulübe koyabildiğini,, bu hususun kira ilişkisinde olamayacağı ancak kiracının onay göstermesi durumunda kiraya verenin böyle bir işlem yapabileceği ortadayken abonelik sözleşmesi kapsamında hizmet veren müvekkilinin herhangi bir onay aranmaksızın dilediği zaman kulübe koyabilmesi taraflar arasında abonelik sözleşmesi olduğunun önemli bir göstergesi olduğunu, diğer taraftan müvekkilinin dilediği zaman söz konusu otoparkı ücretsiz kullanabilme hakkına sahip bulunduğunu, kullanma ve yararlanma hakkının bu denli kısıtlı olduğu bir anlaşmanın abonelik sözleşmesinin olduğu kira ilişkisinde, kiracının kullanma ve yararlanma hakkının çok geniş olduğu, abonelik sözleşmelerinde, hizmet alıcısının kullanma ve yararlanma hakkının kısıtlı olabileceği ilgili anlaşmayla belirlenebildiğini, nitekim taraflar abonelik sözleşmesiyle sınırlandırmalar koyduğunu, taraflar arasında ağırlıklı olarak bir hizmet ilişkisi mevcut olup kira ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin kira sözleşmesi olmayıp abonelik sözleşmesi olduğunu, iki tarafından ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarında görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olup tacir olduklarından ve tacirler arasında yetki sözleşmesi yapılabileceğinden ve taraflar, abonelik sözleşmesinde yetkiye ilişkin ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu hususunda anlaşmanın bulunması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğundan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava; otopark kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 299. maddesinde; “kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.Somut olayda; davaya dayanak olan 17.04.2019 tarihli Abonelik Sözleşmesinin 3.1. Maddesinde” İş bu sözleşmeye konu otopark 15.000 TL +KDV aylık abone ücreti karşılığında ABONE’ye, üyelerine çalışanlarına ve müşterilerine ücretsiz olarak kullandırmak üzere bırakılacaktır.” hükmünün bulunduğu, yine sözleşmenin 3.5 maddesinde ” ABONE otoparkın temizliği ve çevre düzenlemesi hususlarında gerekli titizliği göstermek zorundadır. ABONE, ilgili alanda görevli alanda bulunacak personelinin kılık- kıyafet, hal ve hareketlerini denetim altında tutacak ve herhangi bir olumsuzluğu sebebiyet verilmesini engelleyecektir” hükmünün bulunduğu anlaşılmıştır. Yine dosyada mevcut 30.01.2019 tarihli yazıda İsparkın davalının kullanımına bıraktığı yerin açıklanarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme ve 30.01.2019 tarihli yazı içeriğine göre; dava konusu otoparkın zilyetliğinin davalıya devredildiği, davalının aylık 15.000,00 TL + KDV bedeli karşılığı otoparkı kullandığı, buna göre taraflar arasındaki akdi ilişkinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 299. Maddesinde düzenlenen kiralama ilişkisi olduğu, sözleşmenin 3.1. Maddesindeki ” İş bu sözleşme bir kiralama sözleşmesi değildir” hükmünün sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğini değiştirmeyeceği, sözleşme içeriğine göre davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğundan bu nedenlerle Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinde bir hata bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-b maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/06/2023