Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2022/1887 E. 2022/1522 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1887
KARAR NO: 2022/1522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2022/165 E. – 2022/153 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 15/02/2017 tarihli sözleşme gereği müvekkili şirketin, mülkiyeti kendisinde olan telsiz ve diğer cihazların kullanımını 5 yıl boyunca sağlayacağını ve bu hizmet karşılığında davalı taraf da müvekkiline sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen miktarlarda ödeme yapacağını, müvekkili şirket ile cari hesap ilişkisi içinde olan davalı şirketin müvekkiline olan borcunu ödememesi üzerine ilk olarak 18/12/2020 tarihli ihtarname gönderildiğini ve borcun ödenmesi talep edildiğini, bu ihtarnamenin PTT kanalı ile gönderildiğini, 23.12.2020 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini, ödeme olmayınca bu sefer Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetle itiraz edilerek icra takibinin durdurulması sağlandığını, müvekkili şirketin 15/02/2017 tarihli sözleşme gereğini yerine getirerek telsiz ve diğer cihazların kurulumunu sağladığını ve eksiksiz çalışır şekilde davalıya teslim ettiğini, gerek müvekkili şirkete ve gerekse davalı şirkete ait ticari defterlerin konusunda uzman bilirkişilerce incelenmesi ile müvekkilinin alacağının tespiti ve davadaki haklılığının ortaya çıkacağını, müvekkili ticari defterleri ile birlikte tutulan arşiv kayıtları incelendiğinde, müvekkili şirketin 15/02/2017 tarihli sözleşme gereği hizmet verdiği faturaları düzenli tanzim ettiğini ve davalıya tebliğ ettiğinin görüleceğini, bu hususta tarafların bağlı bulundukları vergi dairesine müzekkere yazılarak sözleşme süresi başlangıcı 15/02/2017’den bugüne 2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına dair BA/BS formlarının mahkemece celbini talep ettiklerini, mahkemece yapılacak yargılama ile alacaklı olduklarının tespiti neticesinde davalının, icra takibine itirazlarında kötü niyetli olduğunu, itirazının tamamen icra takibini geciktirme amacına yönelik olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili istinaf talebinde; görevsizlik kararın hatalı olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin ATM olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ” kira ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali ” istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir. Somut olayımızda, taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğundan davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle taraflarca ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkemece verilen görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/06/2022