Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2022/1155 E. 2022/2446 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1155
KARAR NO: 2022/2446
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2022
NUMARASI: 2011/740 E. – 2022/20 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ile inşaat iskelesi kiralanması konusunda sözleşme imzaladıklarını, davalı şirketin asıl borçlu, …’in ise kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, kira bedellerinin bir süre sonra ödenmemeye başladığını ayrıca kiralanan malzemelerin de kendilerine teslim edilmediğini, bu nedenle davalılar aleyhine kira alacaklarına ilişkin icra takibi başlattıklarını iddia ederek işbu icra takibine borçluların yapmış oldukları itirazların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılara usule uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği, davaya süresi içinde cevap vermedikleri anlaşılmıştır.İlk derece Mahkemesince; davalı … Ltd.Şti.bakımından davanın kabulüne Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı borçlu … Tic. Ltd. Şti aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptaline, tahsilde tekerrür olmamak şartı ile asıl alacak miktarı olan 47.000,00-TL üzerinden takibin devamına, davalı kefil … bakımından davanın kısmen kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu … aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itirazın kısmen iptaline, tahsilde tekerrür olmamak şartı ile asıl alacak miktarı olan 13.593,60-TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin m.9/h kapsamında sözleşmenin kefillerinin aslında kefil değil müşterek borçlu olduklarını, “birlikte sorumluluk” hususunun özellikle vurgulandığını, müvekkili ve davalıların hukukçu olmamaları sebebiyle bu hususun bir anlam karışıklığı ile sözleşmede ifade edilmiş olduğunu, esas iradenin ise, müvekkil karşısındaki tüm tarafların borçlardan birlikte sorumlu olarak sözleşmeyi imzalamaları yönünde olduğunu, dava dilekçesinde de davalıların müteselsil kefil/müşterek borçlu olduklarının yazılı olduğunu, bu yönü ile de davalı …’in de diğer davalı ile birlikte borçlu olduğu kabul edilerek davanın … yönünden de dava değerinin tamamı üzerinden kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca Sayın Mahkeme’nin … yönünden Kısmen Kabul edilen davanın da malzeme bedeli olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu talebin ; işleyen kira bedelleri olması nedeniyle Mahkemenin bu davalı yönünden de alacak bedeli olarak malzeme bedeli değil, işleyen kira bedeli karşılığı olarak davayı kabul etmesi gerektiğini, kararı bu gerekçe sebebi ile de istinaf ettiklerini, işbu gerekçenin de kaldırılarak, işleyen kira bedelleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, …’in işleyecek kiraların aylık bedelini ve kaç aydır da kiralananların iade edilmediğinin de bilincinde olduğundan sözleşme kapsamında 29 aylık kira bedelinin tespitini çok rahat yapabilecek durumda olduğunu, somut olay yönünden de özel kanun niteliğinde olan 6762 sayılı Ticaret Kanunu m.7 öncelikli olarak uygulanacağından ve ticari nitelikteki işlemler yönünden de azami miktar sınırı sözleşme kapsamında belirlenebilir olduğu takdirde müteselsil kefiller bu bedellerden sorumlu olacaklarından davalı … yönünden işleyen kiralar karşılığı olarak davanın tamamı yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul-kısmen red kararının yerinde olmadığını, talep konusunun işleyen kira bedelleri olmasına rağmen Mahkeme’nin davalı … yönünden Malzeme Bedeli olarak davayı kabul etmiş olması gibi nedenlerle davalı … yönünden kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın tamamı üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde ; davacı tarafından, müvekkil aleyhine başkaca icra takipleri başlatıldığını, davacının hem kiralanan iskele bedeline teminat olarak düzenlenen senede dayanarak dava konusu icra takibine girişerek iskele bedelini bir anlamda müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, davacının Beyoğlu … İcra Müdürlüğünün … E. (İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.) sayılı dosyası ile 13.02.2008 tarihli sözleşmeye istinaden düzenlenen 13.593,60-TL’lik senede dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını daha sonra ise aynı sözleşmeye istinaden kiralanan menkullerin teslim edilmediğinden bahisle kira alacağının bulunduğu iddiasına dayanarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacının iş bu icra takipleri ile mükerrer tahsilat yapma peşinde olduğunu, huzurda görülen davada müvekkilinin malzeme bedelinden sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin malzemeyi kira sözleşmesine istinaden teslim almadığını, kiralayana geri teslim sorumluluğunu haiz de olmadığını, üstelik kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarının dikkate alınmadığını, mahkemenin nihai kararının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek usul ve yasaya aykırı sayın mahkeme nihai kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, menkul mal kira sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talepli bir davadır.Davacı şirket ile davalı kiracı şirket arasında 13/02/2008 tarihli yazılı bir sözleşme yapıldığı, kira sözleşmesinin konusunun çelik iskele olduğu, aylık kira bedelinin 1.642,56 TL.olarak kararlaştırıldığı, sözleşmede davalı …’in “2.kefil” sıfatıyla imzasının bulunduğu, sözleşmenin 9-H maddesinin ” Bu sözleşmenin kefili yukarıda malzemenin toplam bedeli olan miktara ve aylık kira borçlarına kiracı ile birlikte sorumludur” şeklinde kaleme alındığı, davalı …’in sözleşmedeki isim ve imzasının yanında “2.kefil” ibaresi dışında başkaca bir açıklama yer almadığı, sözleşmede kira süresinin belirtilmemiş olduğu anlaşılmıştır.Davalı kiracı şirket hakkındaki davanın kabul edildiği, davalı şirketin karar hakkında istinaf başvurusunda bulunmadığı anlaşılmıştır.Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinde 13/02/2008 tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak aylık 1.642,56 TL.kira bedeli üzerinden 13/11/2008 ile 03/03/2011 tarihleri arasında işlemiş olan toplam kira alacağının tahsilinin talep edildiği, malzeme bedelinin takip konusu olmadığı, davalı …’in takibe itiraz ettiği, icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin somut olaya örnek oluşturan 2017/7514 E.-2019/3694 K.sayılı, 24/04/2019 tarihli içtihadında ; “Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 15/04/2009 başlangıç tarihli ve süresiz kira sözleşmesinin varlığı hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesini davalılardan … kefil sıfatıyla imzalamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2006 gün ve 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kefil sıfatıyla kiraya verene karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir. Uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun sözleşmede kararlaştırılmış olması, bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması gerekir. Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. Somut olayda; sözleşmenin hususi şartlar bölümünde yer alan 19. Maddesinde kefilin kefaletinin müşterek ve müteselsil olduğu belirtilerek, kontratın ilk yapıldığındaki kira dönemi ve belirlenen süre için kefaletin mevcudiyetinin devamını kabul ve taahhüt etmiş sayılacağı kararlaştırılmış, ancak kefilin sorumlu olacağı süre ve miktar açıkça belirtilmemiştir. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun ilgili hükümleri gereğince kefaletin geçerli olmadığı anlaşıldığından, davalı kefil açısından davanın reddi gerekirken her iki davalı açısından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesi ile 818 sayılı BK. yürürlükte iken imzalanan kira sözleşmelerindeki kefalet koşulu açıklanmıştır.İncelenen dosyada; kira sözleşmesinin 13/02/2008 tarihli olduğu, kefil …’in kefaletinin belli bir süre ve miktar açısından belirli olmadığı dolayısıyla kefaletinin geçerli olmadığı, itirazın iptali davasına konu icra takibinde sadece kira alacağının tahsilinin talep edildiği, kiralanan menkullerin malzeme bedelinin tahsili gibi bir talep bulunmadığı, ilk derece Mahkemesinin malzeme bedeli bakımından davalı …’ın kefilliğini geçerli saymasının dosya kapsamına uygun düşmediği anlaşıldığından, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-2.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davalı … hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından başvurusunun HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.İlk derece mahkemesince tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığı, yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte, yasanın uygulanmasında ve delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığı, bu hatanın giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı anlaşıldığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-A) Davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE B) Davacı şirketten alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, C) Davacı şirket tarafından yapılan istinaf giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 2-Davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesinin kararının H.M.K.’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurularak, A) Davanın davalı … yönünden REDDİNE, B) Davanın davalı … yönünden KABULÜ ile, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile asıl alacak miktarı olan 47.000,00 TL üzerinden TAKİBİN DEVAMINA, Devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, C) Davalı … Tic. Ltd. Şti. itirazında haksız çıktığından ve alacağın likit olması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 47.000,00-TL toplam alacağın % 40’ı üzerinden hesaplanan 18.800,00-TL icra inkar tazminatının davalı … Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacıya verilmesine, D) İlk derece yargılaması yönünden yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 3.210,57 TL karar harcından peşin alınan 459,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.751,42 TL harcın davalı şirketten tahsili ile Hazineye gelir kaydına, E) İlk derece yargılaması sırasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki A.A.Ü.T. gereğince belirlenen 6.910,00 TL vekalet ücretinin davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, F) İlk derece yargılaması sırasında davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki A.A.Ü.T. gereğince belirlenen 7.520,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ‘e verilmesine, G) İlk derece yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvurma harcı, 459,15 TL peşin harç, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 1,00 TL dosya masrafı, 13,85 TL müzekkere masrafı, 332,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.224,90 TL yargılama giderinin davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, harcanmayan gider avansının iadesine, 3-Peşin olarak alınmış olan istinaf karar harcının talebi halinde davalı …’e iadesine, 4-Davalı …’in istinaf başvurusu için yapmış olduğu 72,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının yatıran tarafa iadesine, 5-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-b maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/11/2022