Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2021/3104 E. 2021/2791 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3104
KARAR NO: 2021/2791
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2021/227 E. – 2021/454 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kira sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 09/01/2018 tarihinde … plakalı araç hakkında 09.01.2018-09.01.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ticari taksi kiralama sözleşmesi akdedildiğini, … plakalı aracın sahibinin davalı … olduğunu, davalılardan …’un ise sözleşmelerde araç işleten sıfatıyla bulunduğunu, sözleşme bitiminde aracın davacıda kalacağını, her ay …’un davacıya 3.600,00-TL göndereceğinin kararlaştırıldığını, … adlı şahsın senedi ve sözleşmeyi davalı yanın imzaladığını belirterek bizzat müvekkiline getirdiğini, davalının müvekkilde yarattığı güven duygusunu kötüye kullandığını, müvekkilinin alacağını alamadığını, davalı …’ın imzaya itirazı sonucu İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/329 E. Sayılı dosyasında imzanın kendisine ait olmadığının ortaya çıktığını, olayda müvekkilinin imzaların borçlu görünen davalılarca atıldığı yönünde aldatıldığını, uyuşmazlığın taraflarının tacir olduğunu, kambiyo senedi konulu olayda ticari hükümlerle bağlı olunduğunu, davalıların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yapılan imza inkarı sonucu müvekkilinin tazminat ve para cezasına hükmolunmasınını hukuka aykırılık teşkil ettiğini, aleyhe hükmedilen tazminatın İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyası ile derdest olduğunu, fazlaya ilişkin sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere davanın kabulü ile, sözleşmenin aynen ifası ile taraflar arasında özellikleri belirtilen aracın belirtilen fiyat ile davalıya teslim edilmesine, sözleşmede özellikleri, motor nosu belirtilen aracın teslimi mümkün değil ise aynı model ve özelliklerde bir aracın teslimine karar verilmesini, aracın aynen ifası mümkün değil ise aracın zamanında teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin doğmuş ve doğacak müspet menfi tüm zararın karşılanmasına yönelik şimdilik 12.500,00-TL tazminatın işlemiş ve işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalı ile davacı arasında davacı yanın iddia ettiği ticari taksi kiralama sözleşmesinin akdedilmediğini, davacıyı ve diğer davalıyı tanımadığını, karşı tarafın bu yöndeki iddialarının tamamen mesnetsiz ve haksız olduğunu, davacı yanın tüm taleplerinin reddi ile davanın reddine, davacı yanın sözleşmenin ifası anlamına gelebilecek her türlü talebinin reddi ile dava konusundan kaynaklanabilecek her türlü menfi ve müspet zarar tazminlerinin müvekkilinden tahsili talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava TTK 5/A maddesinde sayılan davalardan olmadığını, dava işbu sebeple arabuluculuk şartına tabi olmayıp arabuluculuğa başvurulmadan açılabilecek davalardan olduğunu, mahkemenin 24.03.2021 tarihli tensip zaptının 10. Maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarının araştırılması denilmiş ancak buna ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığını, eksik araştırma neticesinde arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki araç kira sözleşmesi nedeniyle davacı tarafça ödenen 12.000,00TL menfi, şimdilik 500,00TL müspet zarar olamak üzere toplam 12.500,00TL alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 09/01/2018-09/01/2022 tarihli 48 ay süreli sözleşme ile … plaka sayılı aracın kiralanmış olduğu, mal sahibinin davalı … kiracının ise davacı …, plakayı işletecek olanın ise diğer davalı … olduğu, kira süresi ve kira bedelinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 11. Maddesinde sözleşme yenilemesi yapılmadığı takdirde aracın mülkiyetinin …’e devredileceğinin yazılı olduğu, davacıya 50.000,00TL lik senet verildiği anlaşılmaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir. Somut olayımızda; uyuşmazlığın esasını davacı ile davalılar arasında yapıldığı iddia edilen 09/01/2018 tarihli ticari plakalı aracın kiralanmasına dair sözleşme oluşturduğu, yine taraflar arasında mülkiyeti davalıya ait aracın bedelinin öngörülen sürede ödenmesi koşuluyla mülkiyetin davacıya geçeceğine dair karma sözleşme yapıldığı, sözleşmelerin teminatı kapsamında davacıya senet verildiği, buna göre uyuşmazlığın kaynağını kira sözleşmesinin oluşturduğu, dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle taraflarca ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılama yapılarak esas hakkında karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece dava dilekçesinin görev nedeniyle usulden reddiyle dosyanın sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla davalının istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun görev nedeniyle KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesinin 05/07/2021 tarih ve 2021/227 Esas – 2021/454 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, 4- HMK’nın 20.maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflarca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, 5-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı yargılama giderlerinin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının davacıya iadesine,6-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kesin olmak üzere karar verildi.31/12/2021