Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2021/2989 E. 2021/2695 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2989
KARAR NO: 2021/2695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2021
NUMARASI: 2021/112 E. – 2021/486 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı taraf ile müvekkili arasında akdedilen 02/01/2020 imza tarihli araç kiralama sözleşmesine ilişkin tanzim edilen faturaların davalı tarafça ödenmediğini, bu neden davalı hakkında takibe girişildiğini, söz konusu icra takibi davalının haksız itirazı ile durdurulduğunu, davalı taraf, sözleşmenin imza edildiği Ocak ayından bu yana aylık fatura bedellerini düzenli şekilde ödediğini, Ağustos ayından bu yana müvekkili şirketin tanzim ettiği faturaları ödemediğini, bu nedenle de davalı taraf hakkında 26/08/2020 – 30/09/2020 – 31/10/2020 tarihli faturalar üzerinden icra takibi başlatıldığını belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile vekil eden arasındaki ticari ilişkini net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, davacının vekil edenin ilgili yasal mevzuat uyarınca başlattığı ihale sürecine teklif vererek dahil olduğunu, ancak ihale süreci devam ederken vekil edenin işlerinin aksamaması ve ticari faaliyetini sürdürülebilmesi için davacı yan ile bir takım geçici ve tek seferlik işleri kapsayan sözleşmeler yapıldığını, davacı yanın alacak iddiasını kabul etmemekle birlikte, davacı yan sözleşme konusu edimini tam olarak yerine getirmediğini, ayrıca davacı yan sözleşmenin 5. Maddesinde tanımlı bir kamyonu vekil eden için hazır edemediğinden ve sözleşmesel edimini yerine getirmediğinden ücrete hak kazanmadığını, davacı yanın hem sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirmediğini, hem de hizmeti tam ve eksiksiz olarak gerçekleştirmediğini, sözleşmede belli şartlara haiz olması gereken kamyonu hazır etmediğini, sözleşmede belirlenen süre boyunca hizmeti yerine getirmediğini, buna göre davacının bir alacağının da söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Sulh Hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsilik kararı verdiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili istinaf talebinde, tarafların kabulü doğrultusunda taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesi olduğunu, ancak iki tarafında da tacir olduğunu ve ticari kira alacağı olduğunu görevli mahkemenin Ticaret mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava,” taşınır kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali” istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Somut olayda; taraflar arasında temel uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Hal böyle olunca, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi kararında isabetsizlik yoktur. İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alındığından başkaca harç alınması yer olmadığına, 3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-b maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/12/2021