Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2021/1380 E. 2021/1331 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1380
KARAR NO: 2021/1331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI: 2021/32 E. – 2021/466 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle alacak mevzu bahis olduğunu, müvekkili ile borçlu arasında yapılan ticari iş sonucu ve taraflar arasında yapılan stand alanı kira sözleşmesi anlaşması uyarınca, davalı yana 15.06.2016 tarih ve 21.871,26 TL bedelli fatura kesilmiş olduğunu, faturaya konu hizmetin davalı yana eksiksiz yapılmış ve tamamlanmış olduğunu, ancak fatura kesim tarihlerinden itibaren borçluya defalarca sözlü uyarı yapılmasına rağmen fatura bedelinin ödenmemiş olduğunu, bunun üzerine davalı/borlçu aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, takip dosyasında takibin dayanağı olarak gösterilen faturaya ilişkin dava dilekçesinde her ne kadar 15.06.2016 tarihli fatura olarak beyan edilmişse de, 15.04.2018 tarihli fatura gösterilmiş olduğunu, davacı tarafça alacaklarının dayanağı olarak gösterilen bu faturanın … olarak lanse edilen fuar organizasyonuna ilişkin olduğunu, anılan bu fuarın 12-15 Nisan 2018 tarihleri arasında ATO fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılması planlanan fuara ilişkin olduğunu, müvekkili ile davacı arasında iş bu fuar organizasyonuna ilişkin sözleşmenin 06.12.2017 tarihinde akdedilmiş olduğunu, yazılı ve görsel medyada yer verilen haberlerden de anlaşılacağı üzere ATO seçimlerinde gruplar arasında kavga çıkmış ve alınan güvenlik önlemleri sebebiyle fuar yapılan alan ile aynı kompleks içerisinde bulunan seçimler sebebiyle fuar alanına ziyaretçi alınmamış olduğunu, davacı tarafça fatura keşide edildikten sonra müvekkilinin aranarak bedelin talep edilmeyeceği belirtilmiş olmasına karşın aradan zaman geçtikten sonra kötüniyetli olarak fatura bedelinin tahsil edilmeye çalışılmakta olduğunu, davacı tarafın organizatörlüğünü ve de aynı zamanda bir kısım hizmeti ifa etmeyi üstlendiği fuar organizasyonuna dair fatura ve sözleşmede belirtilen hizmet ve edimlerin yerine getirilmemiş olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle sulh hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili istinaf talebinde, görevli mahkemenin Asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava, ” kira ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali” istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Dosya incelendiğinde, taraflar arasında stant alanı kira sözleşmesi olduğu, kira sözleşmesinde kira dışında hizmet alımı olmadığı, bu yönüyle uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözülmesi gerektiği, verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddi gerekmiştir. İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/06/2021