Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1378
KARAR NO: 2021/1226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2020/173 E. – 2021/62 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 23.02.2016 tarihinde “Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmesi” imzalanarak dava konusu aracın 11.04.2016 tarihinde davalı şirkete hasarsız ve tam çalışır şekilde teslim edildiğini, bir süre sonra davalı şirket çalışanının aracı yetkili … servisine arızalı bir şekilde bıraktığını, serviste uzmanlar tarafından yapılan teknik inceleme sonrasında meydana gelen arızanın aracın motor suyunun eksik bir şekilde çalıştırılmasından dolayı oluşan, motor parçalarında eğiklikler ve çatlaklar şeklinde meydana geldiğinin belirlendiğini, bu durumun tamamen kiracı ve kullanıcı davalı şirket hatasından kaynaklandığını, davalı şirkete bu durumun bildirilerek aracın onarıma alındığını, onarım sonrasında 24.06.2019 tarih, 13.570,00 TL bedelli fatura kesilerek davalı şirketin kredi kartından tahsil edildiğini, davalı şirketin ihtarname keşide ederek akabinde müvekkili şirket aleyhine haksız ve mesnetsiz icra takibi başlattığını, takibin kapanmamış olan cari hesap ekstresine dayanarak başlatıldığını, usulsüz ve dayanaktan yoksun takibin kötü niyetli olduğunu, hasardan dolayı 13.570,00 TL fatura kesilmesine rağmen icra takibinde talep edilen bedelin 16.249,85 TL olduğunu, takibe ilişkin tebligatın dava konusu ticari ilişki ile hiçbir bağı olmayan müvekkili şirketin Bodrum Havalimanı İç Hatlar Şubesi KEP adresine gönderildiğini iddia ile müvekkili şirketin takip dosyasından dolayı borçlu olmadığını tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında 23.06.2016 tarihli uzun dönem araç kiralama sözleşmesi akdedilerek dava konusu aracın kiralandığını, aracın kullanımı sırasında fan sisteminden ses gelmesi üzerine müvekkili şirket çalışanı tarafından … Müşteri Hizmetlerinin aranarak arızanın bildirildiğini, müşteri hizmetleri tarafından aracın çekici ihtiyacı bulunup bulunmadığı sorulmuş, araçta başkaca bir sorun bulunmadığından müşteri hizmetlerinin onay ve talebi doğrultusunda aracın … yetkili servisine teslim edildiğini, servis yetkilisi tarafından aracın arızasının yalnız fan kaynaklı olduğunun iletilerek teslim alındığını, yaşanan bu duruma rağmen teslim edildikten sonra aracın hararet yaptığı, su boşalttığı ve bundan dolayı motorun yenilenmesi gerektiği, bu durumun kullanıcıdan kaynaklandığı gibi asılsız ve gerçek dışı iddialarda bulunarak davacı şirket tarafından tamir faturası adı altında bir fatura kesilerek e- fatura olarak gönderildiğini, 24.06.2019 tarih, 13.570,00 TL bedelli faturanın kabul edilmeyerek iptal edilmesinin talep edildiğini, kabul edilmediği halde sözleşme gereği teminat için açılan banka hesabından haksız olarak 13.570,00 TL tutarlı tahsilat yapıldığını, tahsilatın iadesi için Beyoğlu …Noterliği’nin 08.08.2020 tarih, ihtarnamesinin keşide edildiği ancak davacı tarafından geri ödeme yapılmadığı gibi ihtara da cevap verilmediğini, bu nedenle taraflar arasındaki cari hesap ve ihtarname masrafı için davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin itiraza uğramayarak kesinleştiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile takip dosyasından dolayı davacının 13.570,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf talebinde, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin 1.926,99 TL borçlu olduğu yönünde görüş bildirmesine rağmen mahkemece 2.679,85 TL’den müvekkili şirketin borçtan sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde, dava konusu araç üzerinde inceleme yapılmadığını, sadece davacı tarafça sunulan belgeler üzerinden değerlendirme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan takibini kötü niyetli olmadığını, bu yönüyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava,”araç kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ” istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Somut olayda; uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Hal böyle olunca, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu yönüyle davacı ve davalının istinaf talepleri incelenmeksizin HMK’nın 355 maddesi delaletiyle kararın kaldırılması gerekmiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargı organlarınca yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiğinden, taraf vekilinin istinaf başvurusunun görev nedeniyle kabulüne, HMK.353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere, kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun görev nedeniyle KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesinin 26/01/2021 tarih ve 2020/173 Esas – 2021/62 Karar Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davada görevli mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, 4-HMK’nın 20.maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflarca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, 5-Tarafların istinaf başvurusu için yaptıkları yargılama giderlerinin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının ilgililerine iadesine, 6-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kesin olmak üzere karar verildi.17/06/2021