Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2021/1103 E. 2023/2739 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1103
KARAR NO : 2023/2739
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde; müvekkil şirket ile davalı arasında 16/06/2017 tarihli sözleşme ile “orbital kaynak ekibi ve makinası günlük kiralama” işi için anlaşıldığını, sözleşme ile hakedişlerin takip eden hafta içerisinde davalı tarafından müvekkile nakden ve peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından hiçbir faturaya itiraz edilmediğini, faturaların içeriğinin kesinleştiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı alacağın tahsilini engellemek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek davalının asıl alacağa ilişkin haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, işletilecek faiz açısından en yüksek faiz oranlarının işletilmesine, borçlunun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının yaptığı takipteki alacak talebi ile ilgili davacıya hiç bir borçlarının bulunmadığından takibe itiraz edildiğini, taraflar aralarında iki ayrı sözleşme yapıldığını, istinaf mahkemesince her iki sözleşme getirtilerek davalı tarafa da savunma hakkı tanındıktan sonra görev usulün değerlendirilmesinde dosyanın iadesine karar verildiğini, ilk sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemiş olması nedeni ile bu sözleşmeden kaynaklanan ödemelerinin tamamını yerine getirmelerine rağmen davacı edimlerini tam olarak yerine getirmediği için ikinci yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının mahsup yaptığını, davanın tüm istemleri ile esas yönünden reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
Mahkemenin 23.05.2018 tarihli kararı ile Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile verdiği kararının istinaf edilmesi sonucu;
Dairemizin 21.11.2018 tarih ve 2018/3109 E-2018/1621 karar sayılı ilamı ile; Dava dosya içerisinde davacı tarafın davasına dayanak yaptığı 16/06/2017 tarihli “Orbital Kaynak Ekibi ve Makinası Günlük Kiralama Sözleşmesi ile itirazın iptaline konu olan İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasının bulunmadığı, davalı vekilince de taraflar arasındaki ihtilafın kira sözleşmesinden değil 23/08/2016 tarihli montaj sözleşmesi ve 08//12/2016 tarihli ek protokol’den kaynaklandığının istinaf dilekçesinde ileri sürüldüğünden, ilk derece mahkemesince öncelikle dava dilekçesinin davalıya tebliği ile davalının davaya karşı savunması alındıktan ve taraflar anasındaki tüm sözleşmeler, itirazın iptaline konu olan İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün ….esas dosyası ile icra takibine dayanak yapılan faturalar celbedildikten ve taraflar arasındaki ihtilafın hangi sözleşmeden kaynaklandığı kesin olarak tespit edildikten sonra görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken, davalının savunması dahi alınmadan ve davanın dayanağı olduğu iddia edilen 16/06/2017 tarihli Orbital Kaynak Ekibi ve Makinası Günlük Kiralama Sözleşmesi celp edilip incelenmeden, davacının dava dilekçesine göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması üzerine: ilk derece mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün… E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 225.788,17.-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi uygulanmasına, 7.765,02 USD ile 4.070,94 Euronun 3095 sayılı yasanın 4/a Md uyarınca USD ve Euro faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı tutarı 55.310,00-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkiline karşı alacağını talep etme hakkı olmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebebinin sadece kira sözleşmesi ve kira bedelleri oluşturmadığını, taraflar arasında ana sözleşme olarak 23.08.2016 tarihinde imzalanan Centurion – HPM/ PW, WFI, PS Su Sistemleri İmzalat ve Montaj Sözleşmesi kapsamında müvekkil şirketin Ankara – Sincan’da yaptırdığı ilaç fabrikası projesi kapsamında, davacı şirket tarafından Centurion İlaç Su Sistemleri Loop Hattı, PW, WFI, PS Dağıtım ve Üretim Sistemleri Tasarım, Malzeme, Montaj işleri üstlenildiğini, bu sözleşmenin konusunun; ilaç fabrikasının Centurion İlaç Su Sistemleri ve Loop Hattı – PW, WFI, PS Dağıtım ve Üretim Sistemleri Tasarım, Malzeme ve Montaj İşleri’ni sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan ve sözleşmenin 26. Maddesinde belirtilen 2010630-83 RI numaralı HPM Centurion teklifi ve P&ID esas alınarak, yani birlikte değerlendirilmek suretiyle, işbu fabrikanın yapımı nedeniyle tüm projelere, diğer mimari, inşaat, elektrik vs. imzalanan sözleşmelere, şartnamelere, yasal düzenlemelere uygun olarak yüklenilen işin tam, eksiksiz, kusursuz, gerekli kontrolleri yapılmış, kullanıma ve işletmeye hazır durumda ve malzeme dahil yapılmasına ve teslim edilmesine ilişkin olup sözleşmenin 4. Maddesine göre sözleşmenin eki sayılan Centurion teklifinin P&ID’lerde tanımlandığı, inşaat, boya işleri, basınç testi ve pasivasyon çalışmalarının HPM yükümlülüğünde olduğu belirlenmiş, mimari sebeplerden ötürü P&ID’lerde değişiklik olursa, oluşan ilave işler nedeniyle HPM’den bu alımları, uygulamayı yapması istenirse teklifin ilgili maddeleri gereğince ek maliyet çıkarılıp onay alındıktan sonra işin yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 7. Maddesine göre sözleşmenin süresinin, HPM tarafından hazırlanacak projenin … tarafından onayından sonra 120 gün olup bu süre içinde işler tamamlanarak sözleşme kapsamındaki tüm işler geçici kabule hazır hale getirileceğini, HPM şirketi sahaya girip çalışmalar başladıktan sonra (11.05.2017’den sonra) birçok gecikme yaşandığı, yaşanan gecikmenin sebebinin de bizzat davacı şirket olduğunu, sözleşmenin konusu ve kapsamı doğrultusunda yüklendiği su sistemlerine ilişkin yükümlülüklerini tam ve eksiksiz kusursuz, gerekli kontrolleri yapılmış kullanılmaya ve işletmeye hazır durumda teslim edilmediğini, yaptığı işlemler eksik ve ayıplı olduğunu, buna rağmen müvekkili tarafından iyiniyetli çabalarıyla 14.08.2017 tarihinde geçici kabul yapıldığını, geçici kabulden sonra HPM’nin eksik ve ayıplı işleri tamamlamaması nedeniyle maalesef kesin kabul de yapılamadığını, geçici kabulün de sadece “imalat” yönünden yapıldığı, aktivizasyonun dahil olmadığına ilişkin şerh düşüldüğü, HPM’nin yüklenici olarak sözleşme kapsamında yapmış olduğu sistem çalışmadığı için mikroorganizma ürettiği için insan sağlığı ile ilgili ilaç üretimi yapılamayacağından davalının büyük zarara uğradığı, davacının HPM’den kaynaklı bu eksiklik ve ayıpların giderilmesi için “…” isimli başka bir firma ile sözleşme yapmak zorunda kaldığı ve bunun için de ek maliyetler oluştuğu HPM’nin de dahil olduğu fabrika inşaatı ve su sitemleri nedeniyle hem HPM hem de müteahhit firma ve danışman firma ile taşeronlardan kaynaklı ….’a birtakım cezalar da kesildiği … bu cezaları ödemek zorunda kaldığı HPM’nin sebep olduğu hususlar için davacı şirkete geri dönüş yapıldığında ise HPM bunları da ödemeye yanaşmadığı, bu arada HPM bu ana sözleşme kapsamında her iki tarafında kabul ettiği üzere 11.05.2017 tarihinde sahaya girdiği, bilahare aynı şirketle bu defa 16.06.2017 tarihli Orbital Kaynak ekibi ve Makinası Günlük Kiralama Sözleşmesi imzalandığı bu sözleşme ile de müvekkilinin Ankara’da yaptırdığı fabrika işinde kullanılmak üzere mülkiyeti HPM’ye ait olan Orbital Kaynak Ekibi (makin operatörü, montajcı) günlüğü 1.809,00 TL’den kiralandığı, bu sözleşme kapsamında da HPM her hafta sonunda hakkedişlerini düzenleyip ve takip eden hafta içerisinde de müvekkili tarafından ödeneceğini, davacı HPM o tarihte, müvekkilinin olağanüstü ve iyiniyetli çabalarıyla ödemelerin çok büyük bir kısmını almasına rağmen 23.08.2016 tarihli ana sözleşme ve 08.12.2016 tarihli ek protokole uymayarak bu kapsamdaki yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yapmamış bu sebeple de tam anlamıyla yükümlülüklerinin tamamını kapsayan geçici kabul (imalat hariç) ve kesin kabul yapılamadığını, davacı HPM vermiş olduğu bu zararları da ödemeye yanaşmadığından HPM ile yapılan kiralama sözleşmesi kapsamındaki ödemelerden kesinti yapılmak zorunda kalındığını, bilirkişi heyetine teknik bir bilirkişi ve hukukçu bilirkişi atanması gerekirken sadece mali müşavir bilirkişi atandığını, eksik incelenmesi sebebiyle bu kapsamdan da kararın kaldırılması gerektiğini, dikkat etmesi gereken 3 konu olup davacı tarafından kesilen faturalar, taraflar arasındaki sözleşmeler, davacı şirketin müvekkile verdiği hizmetin ayıplı olup olmadığı konuları olduğunu, davacı tarafından müvekkile gönderilen faturalara itiraz edilmediği için faturaların kesinleşmiş olduğu düşüncesinin hukuken yanlış bir düşünce olduğunu, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2007 tarih 2007/2029E. 2008/1483K. Sayılı ilamı“Davaya dayanak alınan faturanın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. Maddesi (6102 s.TTKm.21) gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayacağı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlilikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Mahkemenin kabulünde ve somut olayda olduğu gibi, açıklanan koşullar gerçekleşmeden sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğunu, iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz” Y. 11. Hukuk Dairesi’nin 05.05.2005 tarih 2004/7832E. 2005/4739K sayılı ilamında,“Faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı taktirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar. Bu durumdan, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiği anlaşılmaz. Uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun kanıtlanması gerekir. Ayrıca, davalıya tebliğ edilmiş olan fatura içeriğinin kesinleşmesi söz konusu olamaz…” mahkeme tarafından dosyanın incelenmesi için Mali Müşavir …’nin bilirkişi olarak atanması ancak ve ancak faturaların incelenmesine ilişkin bir karar olup uzman olduğu konu bakımından taraflar arasındaki sözleşmeleri hukuki yönden ve HPM şirketinin müvekkil şirkete vermiş olduğu hizmetleri teknik yönden inceleyemeyeceğini, kök raporun 8. sayfasında geçen ifade de “Davalı yan cevap dilekçesinde “…ilk sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemiş olması nedeni ile bu sözleşmeden kaynaklanan ödemelerinin tamamını yerine getirmelerine rağmen davacı edimlerini tam olarak yerine getirmediği için ikinci yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının mahsubunu yaptığını…” beyan etmiş ancak davacı yanın sözleşme konusu işleri tam ve eksiksiz yapıp yapmadığı uzmanlık alanımıza girmediğinden fatura içeriği hizmetin davacı yan tarafından davalı yana verilip verilmediği, ayıp olup olmadığı hususunda tespit yapılamamıştır.” yazılı olduğunu, mahkemeye dosyaya yeni bir bilirkişi daha ataması yönünde yol gösterdiği ancak mahkemenin sadece aynı bilirkişiden ek rapor aldığını, eksik incelemenin olduğunu, (Y. 22. Hukuk Dairesi’nin 2019/5678E. 2019/20807K. Sayılı ilamı) davacının sözleşme gereklerini yerine getirmediği ve raporuna yönelik itirazları konularında uzman olan bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hatalı karar vermiş olup işbu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sözleşmelerden kaynaklı alacakların tahsili istemeyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün …Esaslı dosyası dosyasının incelenmesinde; 225.788,17 TL, 7.765,02 USD, 4.070,94 Euro asıl alacakların faizleri ile birlikte tahsili için 03.04.2018 tarihinde takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içeresinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.Dava konusunun, davacının davalıyla yapmış olduğu ticari ilişki çerçevesinde 237.101.32 TL, 7.907,81 USD, 4.116,39 Euro tutarlı fatura asıl ve işlemiş faiz alacağının tahsili için icra takibi başlattığı, davalı tarafından iş bu takibe itirazın edildiği, davalının, mahkemenin tayin ettiği 18.10.2019 tarihli incelemeye katılmadığı ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davacı yan tarafından takibe konu faturaların dosyaya ibraz edildiği, davacının faturalardan bakiye cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların sunulmuş olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde ve akdedilen sözleşmelere göre usulüne uygun olarak tanzim edildiğinin görüldüğü, davalı yan cevap dilekçesinde “…ilk sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemiş olması nedeni ile bu sözleşmeden kaynaklanan ödemelerinin tamamını yerine getirmelerine rağmen davacı edimlerini tam olarak yerine getirmediği için ikinci yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının mahsubunu yaptığını” beyan ettiği, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 10.maddesi), temerrütün takiple oluştuğu, davacı ile davalı yan arasında 23.08.2016 tarihli akdedilen sözleşme konusunun; Ankara ili, Sincan ilçesi, Başkent Organize sanayi bölgesinde… Parsel’de yapılan… İlaç Fabrikası Projesi, PW, WFI, PS, SU SİSTEMLERİ İMALAJ MONTAJI işleri kullanım noktalarının güncellenmesi ve istenen ilave özellikler, tank kapasitelerinin artırılması, toc ölçümü özelliği eklenmesi, UV sistemi eklenmesi, soğuk kullanım noktası eklenmesi, Vana Revizyonları, Pompa özelliklerinin değişmesi sonucunda uygun olarak imalat ve montajını kapsadığı, …’un kapsamında olan tüm statik, mimari, inşaat, elektrik ve mekanik projelere, HPM ile imzalanan sözleşmeye, sözleşme eki olan bütün dökümanlara, şartnamelere, konuya ilişkin yasal düzenlemelere uygun olarak tam, eksiksiz, kusursuz, gerekli kontroller yapılıp kullanıma ve işletmeye hazır durumda malzeme dahil yapılmasına ve teslim edilmesine ilişkin mutabakatların, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olduğu, Ek Protokol Bedelinin; kapsamda belirtilen hizmetlerin karşılığı 128.000 Euro + KDV olduğunun belirtildiği, sözleşme ile “ortibal operatörü-montajcı-orbital kaynak makinası” için normal çalışma günlerinde günlük KDV Hariç 1.890,00 TL, fazla çalışma durumunda ise adam başı ücretin 1,5 katı olacak şekilde anlaşıldığı, bunun yanı sıra malzeme temin edilmesi durumunda malzemelerin temin ve nakliye giderleri ve alım fiyatına %8 eklenmek suretiyle bedeli davalı tarafından davacı yana ödeneceği konusunda anlaşıldığı, davacı yan tarafından takibe konu faturaların dosyaya ibraz edildiği, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması ve/veya faturayı düzenleyen tarafından faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin karşı tarafa ifasının/tesliminin yapıldığı, davalı adına tanzim edilen faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde ve akdedilen sözleşmelere göre usulüne uygun olarak tanzim edildiğinden, mahkemece verilen karar da bir hata bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 18.883,92 TL istinaf nispi karar harcından peşin olarak alınan 4.720,98 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.162,94 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/12/2023

.