Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2019/366 E. 2019/859 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/366
KARAR NO : 2019/859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2018
NUMARASI : 2018/304 E. – 2018/811 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının, … plaka numaralı kamyonu davalı şirkete kiraya verdiğini, davalı şirketinin sözleşmeye aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenlerle sözleşmenin bildirimsiz ve haksız feshinin tespitine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla HMK 107. maddeye göre belirsiz alacak olan sözleşmenin bildirimsiz ve haksız feshi nedeniyle uğranılan her türlü menfi zararların tespiti ile ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; işbu davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsiz olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden reddine, HMK 20. maddesine göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin, sürücülü araç kiralaması olduğunu bu nedenle ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini mahkeme kararının hatalı olduğunu, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında 2017 ve 2018 tarihlerinde sözleşme yapıldığı ihtilafsız olup sözleşmenin kapsamı ve metni hususunda taraflarca bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmıştır.Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir.Davaya dayanak ve hükme esas alınan sözleşme, her ne kadar ”Araç Kira Sözleşmesi” olarak belirtilmiş ise de; sözleşmenin konusu, kapsamı ve şartlarının neler olduğu, kiralanan araçların operatör ve şoförleriyle birlikte kiralanıp kiralanmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin “şoförlü araç kiralama hizmetine” ilişkin mi, yoksa Türk Borçlar Kanunu’nun 299.maddesinde düzenlenen kira sözleşmesine ilişkin mi olduğu dosya kapsamında anlaşılamamaktadır.Bu itibarla; taraf vekillerinden varsa yazılı kira sözleşmenin ibrazının sağlanması, yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı beyan edilirse, bu defa kiralanan araçların davalıya şoförleriyle birlikte verilip verilmediği, araçların yakıt giderinin kim tarafından karşılandığı hususlarında taraf vekillerinde ayrıntılı beyan alınarak taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin açıklığa kavuşturulması, eğer taraflar arasındaki sözleşmenin “şoförlü araç kiralama hizmetine” ilişkin bir sözleşme olduğu tespit edilirse tarafların tacir olması nedeniyle davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait olacağından görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu, eğer sözleşmenin Türk Borçlar Kanunu’nun 299.maddesinde düzenlenen kira sözleşmesi olduğu tespit edilirse Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olup olmadığı değerlendirilmeden esas hakkında karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/8678 esas 2018/ 708 karar sayılı ilamı ile yine ayın dairenin 2017/5311 esas 2019/1693 karar sayılı ilamı)İlk derece mahkemesince yukarıda belirtilen hukuki değerlendirme ve araştırmalar yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 355.maddesi dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yukarıda belirtilen şekilde eksikliklerin giderilerek yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İlk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-Peşin olarak alınmış olan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının davacıya iadesine,Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 26/04/2019