Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2018/3368 E. 2021/710 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3368
KARAR NO: 2021/710
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2018
NUMARASI: 2016/1208 E. – 2018/438 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Araç Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil şirketin 17.04.2015 tarihli sözleşme ile 17.04.2015/20.04.2015 tarihleri arası için davalıya kiralanan arcın, davalılarca seyir halindeyken, yağ borusu patladığı halde kullanıma devam edilmesi üzerine motor bölümünde yangın çıktığı, araçta çok büyük miktarlı maddi hasar meydana geldiği, motor kitlenerek büyük bir motor hasarı meydana geldiği, aracın yetkili … servisine çekilerek ekspertizi yapıldığı, ekspertiz tespitine göre, araçta % 100 kullanıcı hatasından kaynaklanan arıza nedeniyle toplam 20.730,00 TL hasar meydana geldiği, üstelik aracın 10 günlük uzun bir süre boyunca kullanılamaz hale geldiğini ve ana iştigali araç kiralama olan müvekkili şirketin günlük 90 TL’den 900 TL’lik büyük bir maddi kazanç kaybına uğramasına neden olduğunu, davalılar ile müvekkili arasında akdedilen 17.04.2015 tarihli sözleşmeye göre, kiralayanın kendisine atfı kabil olmayan her fiil ve ihmalden dolayı tahsil edemediği zarar için ve aracın işten kalma tazminatı için kiracıya rücu hakkına sahip olduğunu, müvekkili şirketin tüm iyi niyetiyle 10.06.2015 tarih ihtarnamesi ile davalılardan kusurları nedeniyle doğmuş olan toplam 20.730,00 TL’lik hasarın yasal faizleriyle birlikte tahsilini talep ettiği, davalı tarafından müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığın gibi, ihtarnameye herhangi bir cevap da verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkile araçtaki hasarın şimdilik kaydı ile 100 TL’sinin kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte ve hasar nedeniyle aracın kullanım dışı geçen 10 günlük kazanç kaybı karşılığı 900 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı, 07/02/2018 tarihli ıslah dilekçesinde, davalarındaki alacak kalemi miktarlarını hasar bedeli olark 10.365,00 TL, kazanç kaybı bedeli olarark 900,00 TL olmak üzere toplam 11.265,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı yan dava konusu hasar olayına ilişkin olarak müvekkili şirket yetkililerine 10.06.2015 tarihli ihtarnamesi ile araçta meydana gelen zararın tahsili amacı ile talepte bulunduğunu, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye karşı 31 Ağustos 2015 tarihli ihtarname ile itiraz edildiğini, meydana gelen hasarın müvekkili şirketin eylem ve işlemlerinden kaynaklı olarak doğmadığını, müvekkilinin araçta yağ kaçağı olduğunu görmediğini ve fark etmediğini, buna ilişkin araçta herhangi bir uyarı görülmediğini, arabada herhangi bir ikaz lambası yanmadan müvekkilinin aracın yağ kaçırdığını tespit etmesi ve buna müdahale etmesi kendisinden beklenemeyeceği, aracı bulan ve temin eden firma … A.Ş. olup, dava konusu aracı sorunsuz olarak tüm bakımları yapılmış olarak müvekkile teslim etmesi gerektiğini, fakat teslimden 2 gün sonra hasara uğrayan aracın bakımlarının yapılmadığı ve sorunsuz olarak teslim edilmediğinin kendiliğinden anlaşıldığını, müvekkilinin araca zarar verici herhangi bir eylemde bulunmadığını, davacı tarafından 08.06.2015 tarihinde alınan ekspertiz raporu olayın oluş ve sonucunu anlatan bir rapor olduğu, rapora bakıldığında sadece motorun yağsız kalmasından dolayı meydana gelen sonuç anlatıldığı, eksper yağ kaçağı ve yangının meydana gelmesi arasındaki sürede aracın kullanılmasından dolayı motorun yandığını beyan ettiğini, 20.730TL talepte bulunulması hakkaniyete ve dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkeme yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü ile 10.815,00 TL’nin 10/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava,”araç kira sözleşmesinden kaynaklı tazminat” istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Somut olayda; uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Hal böyle olunca, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargı organlarınca yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun görev nedeniyle kabulüne, HMK.353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere, kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun görev nedeniyle KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesinin 16/04/2018 tarih ve 2016/1208 Esas – 2018/438 Karar Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davada görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, 4- HMK’nın 20.maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflarca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, 5-Davalıların istinaf başvurusu için yaptıkları yargılama giderlerinin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının davalılara iadesine, 6-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kesin olmak üzere karar verildi.31/03/2021