Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2018/3302 E. 2018/1706 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3302
KARAR NO : 2018/1706
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHK.
TARİHİ : 13/07/2018
NUMARASI : 2018/818 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Maltepe ilçesinde yapılacak olan festival kapsamında müvekkilinin davalı ile bir kısım masa, sandalye gibi malzemelerin kiralanması konusunda 45.583,40 TL’lik anlaşma yaptığını, 20.000,00 TL tutarındaki avansın ödendiğini, davalının kalan kısım ve eşyaların teminatı için bono talep ettiğini ve müvekkilinin de davalının talebini yerine getirdiğini, ancak davalının taahhüt ettiği işlemleri eksik yapması nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu, eksik getirilen ve davalı tarafından iade alınmayan malzemeler için ihtarname keşide edildiğini, ancak bir sonuç alınamadığını belirterek davalının müvekkillerinden aldığı teminat bonolarını hukuki işlemlere konu ederek mağduriyet oluşturmaması açısından telafisi imkansız zarar ve ziyanının engellenmesi için 16/06/2018 vade tarihli 200.000,00 TL tutarlı ve 26.06.2018 vade tarihli 63.000,00 TL tutarlı bononun tahsilinin tedbiren durdurulmasını, malzemelerin mevcut durumunun tespitini, malzemeleri teslim alması için öncelikle davalı tarafa ihtar çekilmesini, malzamelerin alınmaması halinde ücreti davalıdan alınmak üzere tayin edilecek tevdi mahalline teslim edilmesini ve müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 13/08/2018 tarihli ara kararı ile; 200.000,00 TL’lik bono için ihtiyati tedbir kararı verilmiş, 63.000,00 TL’lik bono yönünden alacak iddiası yargılamayı gerektirdiğinden red kararı verilmiş, yine malzemelerin depoda tutulduğu ve tevdi mahalli ücretinin davacı tarafından ödendiğinden tevdi mahalli ve tespit talebi yönünden, davacının hukuki yararı olmadığından red kararı verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf talebinde; 63.000,00 TL’lik bono için de tedbir kararı verilmesi gerektiğinin, mahkemenin red gerekçesinin hukuki olmadığını, yine malzemelerin mevcut durumunun tespiti ile malzamelerin sigorta formuna uygun olup olmadığının tespiti ile malzemeleri teslim alması için öncelikle davalı tarafa ihtar çekilmesi, malzamelerin alınmaması halinde ücreti davalıdan alınmak üzere tayin edilecek tevdi mahalline teslim edilmesini talep etmiştir.
Asıl dava; organizasyon için gerekli olan masa, minder vs gibi malzemelerin kiralanması sonucu teminat olarak verilen iki adet bono için ihtiyati tedbir kararı verilerek, organizasyonun yapıldığı yere bırakılan ve teslim alınmayan malzemelerin tespitinin yapılarak teslim alınması için davalıya ihtar yapılması, teslim alınmadığı takdirde tevdi mahalli tayin edilerek avans olarak verilen 20.000,00 TL’nin edimini gereği gibi yerine getirmeyen davalıdan alınarak davacıya avans faizi ile ödenmesine ve davalının edimini gereği gibi yapmadığından HMK’nın 109. Maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi zararın, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesi talebine ilişkindir.
Karşı dava ise; kiralanan malzemeler için kararlaştırılan 45.583,40 TL’den ödenen 20.000,00 TL avansın düşülerek bakiye 25.583,40 TL’nin 10.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve ayrıca malzemelerin teslim edilmemesi nedeniyle kazanç kaybı dolayısı ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ürünlerin teslim alınmaya gelindiği 14.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine ilişkindir.
Davacılar tarafından davalılara keşide edilen 18 Mayıs 2018 tarihli ihtarnamede bonolardan 200.000 TL tutarlı olanın teminat senedi olduğu, ancak 63.000 TL tutarlı olanın teminat senedi olduğunun yazılı olmadığı anlaşıldığından ve İhtiyati tedbir isteminin hem İİK’nin 72/2. Maddesi, hem de HMK’nin 389 ve devamı maddeleri gözetilerek ilk derece mahkemesince değerlendirildiği anlaşılmıştır.
HMK 389/1 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte tedbir kararı verilemez.
Davacı vekilinin 63.000 TL’lik bonoya ilişkin talebinin, bu bononun müzayaka halinde verildiği savunulduğundan, davacının bu iddiasının doğru olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, bu bonoyla ilgili ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde, HMK nın 389. Maddesi kapsamında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK 341 maddesinin 1. fıkrasında, ilk derece derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle delil tespiti talebinin reddi kararı istinafa tabi bir karar olmadığından delil tespiti talebine ilişkin ara karara karşı yapılan istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tevdi mahalli tayini talebi ile ilgili olarak da; davacılar vekili davalı tarafa malzemeleri teslim alması için muhtıra gönderilmesini, davalı taraf malzemeleri almazsa tevdi mahalli tayin edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tevdi mahalli tayin edilse bile bu yerin ücreti bu aşamada davacı tarafından karşılanacak olup, davacı taraf malzemeleri zaten depoda muhafaza ettiğinden bu aşamada bu taleple ilgili davacıların hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile red kararı verilmiş olup, dosya kapsamına göre verilen kararda da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davacıların ihtiyati tedbir ve tevdi mahalli tayini talebi yönünden istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan, delil tespiti talebinin reddine ilişkin karar yönünden ise HMK’nın 352.maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir ve tevdi mahalli tayini taleplerine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İlk derece mahkemesinin delil tespiti talebinin reddine ilişkin kararı istinafa tabi bir karar olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacıların istinaf başvurusu için yaptıkları giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine,
5-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-b-f maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 30/11/2018