Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2018/2447 E. 2018/1230 K. 21.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2447
KARAR NO : 2018/1230
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI : 2018/87 E.
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 21/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın kefil konumunda bulunan davacı ile asıl borçlu konumunda bulunan dava dışı …r Dershaneleri A.Ş aleyhine Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 287.063,93 TL toplam kira alacağı üzerinden icra takibi başlattığını, takibe itiraz edildiğini ancak icra hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonucu usulsüz olarak davacının itirazının kaldırıldığını, bu nedenle davacı aleyhine takibin kesinleştiğini, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/68 esas sayılı dosyası ile davacı ve diğer şirket aleyhine davalı tarafça itirazın iptali davası açıldığını, icra takibinin davacı yönünden derdest durumda bulunduğunu, ancak takibe dayanak yapılan sözleşmeden dolayı davacının bir sorumluluğunun olmadığını, kefil olarak kefaletin ancak muteber bir borç ilişkisi olması halinde mümkün olduğunu, asıl borçlu yönünden sözleşmenin geçerli olmadığını, dolayısıyla davacının da borçtan sorumlu olmayacağını ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve İİK’nun 72. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 20/10/2007 tarihli kira sözleşmesini, kiracı ve kefil sıfatı ile davacının imzaladığını, mecurun temiz ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, her ne kadar görünürde kiracının … Dershaneleri A.Ş olduğu belirtilmiş ise de, kiralanan triplex villanın davacı tarafın kullanıdığını, bu nedenle fiilen kiracı sıfatını kazandığını, dolayısıyla kira bedellerinden de sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 2014/146 karar sayılı ve 10/06/2014 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, verilen bu kararın davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2015/4350 Esas – 2015/5570 Karar sayılı ve 06/08/2015 tarihli ilamı ile bozularak mahkemesine gönderildiği, ilk derece mahkemesince önceki kararda direndiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08/02/2017 tarih ve 2017/811 – 2017/1035 E.K. Sayılı kararı ile direnme kararının kaldırılarak, kararın bozularak mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf bozma ilamı doğrultusunda ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinde bulunmuş ve ilk derece mahkemesince davalının ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dava; hukuki niteliği itibari ile kira sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı İİK’nun 72 . maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin alacaklı, davalının kiracı olduğunun tespit edilmesine rağmen tedbir kararın kaldırılmasına yönelik talebin mahkemece reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kesinleşmiş icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerekirken aksine karar verilmesinin hukuka aykırı olması nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair kararın kaldırılarak mahkemece konulan tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamları ve içerikleri incelendiğinde; mahkemenin bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm kurulması gerekmekte olup takibe konu alacaktan davacının sorumlu olup olmadığının yapılacak yargılama sonucu belirleneceği anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/87 Esas sayılı dosyasından verilen 25/04/2018 tarihli ara karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davalıya iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-b maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.21/09/2018
İşbu evrak 5070 Sayılı Kanunun 5.maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır.