Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2018/2215 E. 2018/1281 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2215
KARAR NO : 2018/1281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2016/541 E. – 2018/454 K.
DAVANIN KONUSU :Alacak ( Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :26/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında, davacının sahip olduğu tapunun Antalya ili Kaş ilçesi Kalkan beldesi Kışla mevkii … sayılı parsellerinde kayıtlı olan Kışla Mevki Kalkan Kaş, Antalya adresinde mukim … Hotel&Resort isimli otelin içinde bulunan bir kısım bölümlerde davalı tarafından 7/24 olmak üzere yiyecek ve içecek hizmeti sunulmasının şekil ve şartlarının belirlendiği 08/04/2015 tarihli hizmet alım sözleşmesinin akdedildiğini, ayrıca idari makamlar nezdinde davalının ruhsat alımını sağlamak, formalite gereği ve aynı zamanda sözleşmenin koşullarının gerçekleşmesine bağlanmış 01/05/2015 tarihli kira sözleşmesinin akdedildiğini, davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı şirket aleyhine Kaş Belediye Başkanlığının kararına dayanılarak 1.500TL idari ceza tanzim edilerek tebliğ edildiğini, bu cezanın davacı tarafından ödenerek hukuki itirazda bulunulduğunu ancak sözleşmenin devamının davacı için imkansız bir hal aldığını ve noter kanalı ile ihtarname keşide edilerek sözleşmeyi feshettiklerini, hizmet sözleşmesinin sona ermesi halinde kira sözleşmesinin de sona ereceğinin çok açık dille ifade ve hüküm altına alındığını belirterek davalı şirket personelinin davacıya ait tesis içerisinde tespit edilen 19,680,00TLlik zararının tazminine, davalının davacıya cari hesaptan doğan borcu olan 25.139,60TLnin ödenmesine, davacıya ait olan ve davalı personeli tarafından hasar görmesine sebebiyet verilen 24.941,15TLlik zücaciye ürünlerinden doğan zararın giderilmesine, tespit edilecek olan davalının kaybettiği adisyonlardan doğan davacının alacağının tespitine ve tahsiline, davacıya ait muhatap tarafından alınarak tesisten götürülen 6 adet Tivoli masa ayaklarının teslimine, tesliminin imkansız olması halinde de bedelinin tazminine, sözleşme gereği 200.000TLlik cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; işbu dosyanın davacısı … AŞ aleyhine İstanbul 13.ATMnin 2016/1104 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davada taraflar arasında akdedilen kira ve hizmet sözleşmelerinin yasa ve sözleşmede belirtilen usule uygun feshedilmediğinden, feshin haksız olduğunun ileri sürüldüğünü, işbu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu davada feshin haksız olduğuna karar verilecek olursa eldeki davanın davacının zarar ziyan talep etme hakkı olmayacağını, bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan, görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davacı ile davalı arasında, 01.05.2015 tarihli 5 yıl süreli iş yeri kira sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 10.maddesine göre 08.04.2015 tarihli hizmet alım sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı operasyonel detayları içeren protokolün, kira sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edildiğini, kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimler yerine getirilmesine rağmen ihbarname ile 31.10.2015 tarihi itibari ile davalı tarafından sözleşmelerin feshedildiğini, davacı tarafından da ihtarname ile feshe karşı çıktığını ve dava konusu taleplerini karşı ihtarla davalıya bildirdiğini, uzlaşma görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, davalının, fesih tarihine kadar kira bedelinden kaynaklanan bir alacağı bulunmadığını, feshin usule, yasa ve sözleşmeye aykırı olduğunu, somut olay dolayısıyla davalının değil; davacının haklı fesih hakkı doğduğunu beyanla; sözleşme sonuna kadar elde edilecek kar mahrumiyeti için şimdilik 100.000,00 TL.’in ve 200.000,00 TL cezai şart bedelinin 31.10.2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; davacının ödediği personel özlük hakları ve SGK prim borçlarının yarısı olan 77.088,00 TL’nin ve sözleşmenin yerine getirileceği düşüncesi ile yapılan 162.000,00 TL tutarındaki yiyecek–içecek, malzeme, demirbaş harcamalarının 31.10.2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalı şirketin davacı aleyhine huzurdaki davadan önce İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/541 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, iş bu davanın davacının kendisine karşı açılan davayı bertaraf etmek amacıyla haksız ve kötüniyetli olarak açıldığını, nihayet İstanbul 10 ATM’de davalı tarafınan açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin davacının akde aykırı davranışları nedeni ile sona erdiğini, ayrıca ve özellikle taraflar arasındaki temel sözleşmenin 08.04.2015 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi olup bu sözleşmeye aykırı davranışlar neticesinde davacı ile aralarındaki sözleşmenin feshedildiğini, davacı yanın dava dilekçesinde ayrı ayrı bildirdiği alacak kalemlerinden dolayı alacağı olmadığını davanın esastan reddi gerektiğini beyan etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın görev yönünden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespiti yönünde karar verilmiştir.
Davacı karşı davalı …Turistik Tesisler İşletmecilik ve Yatırım A.Ş vekili istinaf talebinde; taraflar arasındaki asıl sözleşmenin hizmet alım sözleşmesi olduğunu, kira sözleşmesinde hizmet alım sözleşmesine gönderme yapılmasını asıl sözleşmenin hizmet alım sözleşmesi olduğunu gösterdiğini bu nedenle İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/541 Esas- 2018/454 Karar sayılı görevsizlik kararına karşı istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını, yargılamanın görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesinde devam edilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi ve işyeri kira sözleşmesinin imzalandığı, 01/05/2015 tarihli kira sözleşmesinin 10. Maddesinde “08/04/2015 tarihli hizmet sözleşmesi aynı tarihli ve hizmet sözleşmesine bağlı olan ek protokol iş bu iş yeri kiralama sözleşmesinin ekleri ve ayrılmaz parçasıdır. İş bu iş yeri kiralama sözleşmesinde bulunmayan ve-veya şüpheye düşülen husus ve konularda yine 08/04/2015 tarihli hizmet sözleşmesi ve aynı tarihli hizmet sözleşmesine bağlı olan ek protokol madde hükümleri geçerlidir.” ibaresinin bulunduğu, buna göre taraflar arasındaki asıl ilişkinin kira ilişkisi olduğu ve HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince de kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla; davacı- karşı davalının istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/04/2018 tarih, 2016/541 Esas, 2018/454 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı/karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince istinaf yönünden alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı/karşı davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davacı/ karşı davalıya iadesine,
4-Harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-b maddesi uyarınca kesin olmak üzere üzere oybirliği ile karar verildi. 26/09/2018