Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2018/1336 E. 2019/487 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1336
KARAR NO : 2019/487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2017
NUMARASI : 2014/319 E. – 2017/546 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat ve İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı … Dış.Tic.Ltd. Şti vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sürdürmekte olduğu ticari faaliyetini genişletmek amacıyla Nişantaşı semtinde açılacak olan … AVM’nin 1. Kat B 109 nolu bağımsız bölümünü 18/05/2007 tarihli kira sözleşmesi ile davalı taraftan kiraladığını, ünlü İtalyan markası “…” markasını Türkiye’ye getirdiğini, kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra davalı tarafın üzerine düşen edimleri yerine getirmemeye başladığını ve öncelikle AVM’yi beyan edilen tarihte açmadığını, yerleşim plan ve krokilerinde yer alan ünlü markalarını AVM ‘ye getirmediğini, açılıştan sonra AVM ‘nin profesyonel bir ekip tarafından yönetilemediğini, yönetimin yiyecek- içecek yerleri için ruhsat temin edememesi nedeniyle, üst katta bulunan cafe ve restoranların kapandığını, yönetimin kusurlu, özensiz ve sorumsuz davranışları sonucunda kamuoyunda ve tüm tüketiciler nezdinde beklenen ilgiyi görmediğini, açılıştan sonra basında olumsuz haberler çıkmasıyla birlikte alışveriş merkezini ziyaret eden tüketici sayısının her geçen gün azaldığını, bu arada dünyada başlayan mali kriz nedeniyle doğan olumsuzluklar davalı tarafın kötü yönetimine eklenince alışveriş merkezindeki mağazaların ciro yapamaz hale geldiğini, tüm bu olumsuzlukların sonucunda müvekkilin fahiş miktarda zarara uğradığını, bu nedenlerle; davalarının kabulü ile taraflar arasında yapılan 18/05/2007 tarihli kira sözleşmesinin 18/05/2009 tarihi itibariyle haklı olarak fesih edildiğinin tespitine, 57.732,00 USD ‘lik konusu kalmayan teminat mektubunun iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 50.000,00 TL tutarında zararın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 17/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davada davalı olan ….. San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; tarafların tacir olmaları sebebiyle huzurdaki davada görevsizlik kararı verilerek davanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin … AVM’nin inşasına başlanıldığı andan itibaren inşaat aşaması da dahil olmak üzere Türkiye’de hep ilklere imza attığını, davacının … AVM bünyesinde belirtilen bağımsız bölümü kiralamış olduğunu, taraflar arasında ihtilafsız bulunduğunu, müvekkil şirketin Türkiye’de rekor sayılabilecek bir sürede AVM inşasını tamamlayarak açılışa hazır hale getirdiğini, AVM ‘nin ilk açıldığı dönemde ruhsat alması gereken bir kısım kiracıların bu işlemi zamanında tamamlamamalarından kaynaklanan ve hemen çözümü sağlanan olaydan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirketin ayrıca yaşanan krizi aşmak adına kiracılarının yanında yer alarak tüm kiracılarına kira bedellerinde %30 gibi çok büyük indirim yaparak … AVM içerisinde kiracı-kiralayan ilişkilerinde farklı ve önemli büyük bir adım attığını, kaldı ki kira bedelleri davacının belirttiği gibi Euro olarak değil Dolar olarak belirlendiğini, davacı tarafın, iradesinin yanıltıldığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, madem böyle bir yanıltma söz konusu idi, davacı yanın müvekkil ile neden sözleşmenin 24/09/2007 tarihinde imzalanmasından sonra 13/02/2009 tarihinde ek protokolü imzaladığını, taraflar arasında yapılmış olan 13/02/2009 tarihli şartlı ek protokolün, davacının tüm iddia ve isnatlarını ortadan kaldıracağının açık bir kanıtı olduğunu, davacının bu protokol yapılırken, AVM içerisinde uzun süre kalacağını beyan etmesi üzerine, oluşmuş yüksek meblağlı borcu için müvekkil tarafından ibra edildiğini, bu ibradan hemen sonra davacının bu haksız fesih iradesinin, davacının kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu, davacının gönderdiği fesih ihtarnamesinin taraflarınca kabul edilmediği ve cevabi ihtarnamelerinin Beyoğlu … Noterliği’nin 29/04/2009 tarih ve … y. Nolu ihtarnamesi ile davacıya bildirildiği hususlarını beyanla, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/657 esas sayılı dosyasında davacı olan ..t.. San. ve Tic. A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 5. Maddesine göre kira süresinin 5 yıl olduğunu, kiralayan davalı tarafın 18/05/2009 tarihinde müvekkilinin muvafakati olmaksızın kira sözleşmesinde yer alan süreden önce mecuru terk ettiğini ve haziran ayından itibaren de kira bedellerini ödemediğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre, tarafların karşılıklı rızaları ile imzalanan bu kira sözleşmesinde kiracıya tek taraflı fesih hakkı tanınmadığını, icra takibinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile kira sözleşmesinin 12-24. Maddesi gereği olan 50.000,00 EUR cezai şartın davalılardan tahsilini talep emiştir. Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/657 esas sayılı dosyasında Davalı olan … vekili cevap dilekçesinde; kiracı şirket tarafından kira sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin tespiti için dava açılmış olduğunu, açılan davanın iş bu dava yönünden bekletici sebep yapılması gerektiğini, asıl kiracı şirket tarafından kira sözleşmesi haklı nedenlerle feshedildiğinden, davacı kiralayanın 6 aylık kira parasını talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, cezai şart alacağı iddiasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kira sözleşmesinde kefil olunan miktarlar açık ve net olmadığından ve adi kefalet söz konusu olduğundan müvekkillerinin herhangi bir sorumluluğunun doğmadığını, asla kabul anlamına gelmemek koşuluyla, kiracının, taşınmazın makul süre içerisinde kiraya verilme süresindeki kira parası ile sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/657 esas sayılı dosyasında davalı (asıl davada davacı) şirket vekili cevap dilekçesinde; kiracı şirket tarafından kira sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin tespiti için dava açılmış olduğunu, davanın devam ettiğini, davacı şirketin üstlendiği edimleri gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle, kira sözleşmesinin devamının müvekkil şirket için çekilmez hale geldiğini, kira sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini, davacı şirketin reklam ve kampanyalarında alışveriş merkezine getirmeyi vaad ettiği lüks markaların hiçbirini getirmediği, reklam ve kampanyalarında alışveriş merkezinin yeme-içme merkezi yönünden de aldatıcı beyanlarda bulunduğunu, davacı tarafın AVM’nin açılışını taahhüt ettiği tarihte gerçekleştiremediğini, yaşanan gecikme nedeniyle müvekkil şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, davacı yanın AVM yönetimindeki hatalı, yanlış, kusurlu eylem ve işlemleri nedeniyle ziyaretçi ilgisinin azaldığını, kira sözleşmesini müvekkil yönünden çekilmez hale getirdiğini, davacı yanın muacceliyet iddiasında bulunarak 6 aylık kira bedeli ile 50.000,00 EUR cezai şart talebinde bulunmasının haksız olduğunu, mecur davacı tarafından üçüncü bir firmaya kiraya verilmiş olduğunu, sayın mahkemenin huzurunda görülmekte olan davanın konusuz kaldığını, kira sözleşmesinde kefil olunan miktarlar açık ve net olmadığından adi kefaletin söz konusu olmadığını, kiralayanın %40 icra inkar tazminatı talebinin sebepsiz zenginleşme çabası olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince asıl dava yönünde davanın kabulü ile 50.000 TL alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 17/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, teminat mektubunun davalıdan alınarak davacı tarafa iadesine, birleşen davada davacının davasının reddine karar verilmiştir.Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili istinaf talebinde; davacı şirkettin dava devam ederken tasfiye haline girmesine rağmen tasfiye memurları tarafından temsil edilmediğini bu nedenle dava şartları gözetilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporlarının çelişir nitelikte olduğunu itirazlar değerlendirilmeden bilirkişi raporunun hazırlandığı birleşen dava yönünden söşleşmenin 12.24 maddesine istinaden cezai şart talep edilebileceğini, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasa aykırı olduğunu sözleşmede AVM’nin açılış tahüdünün bulunmadığını, davacı şirketin hedeflediği ciroya ulaşmamasında davalı şirketin sorumluluğunun olmadığını, feshin haklı nedenle gerçekleşmediğini, AVM’nin hali hazırda cazibe merkezi haline de geldiğini asıl dava yönünden davanın reddine birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Asıl dava, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti, kiracının uğradığı zararın tazmini, teminat mektubunun iadesi, birleşen davanın ise; kira sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle 50.000 EUR cezai şart ve muaccel hale gelen 6 aylık kira bedelinin tahsili nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı, davacı şirketin tasfiye haline girmesine rağmen yargılama sürecinde tasfiye memurlarınca temsil edilmediğini istinaf dilekçesinde belirtmişse de, tasfiye memuru olarak şirket yöneticileri atanmış olup vekilin yöneticilerden aldığı vekaletname gereği davanın yürütüldüğü, taraf ve dava ehliyeti bulunduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı; hususunda toplanmaktadır.Taraflar arasında18/05/2007 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği davacı kiracı tarafından 18.05.2009 tarihinde kirala sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı kiracının kira sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı kiracı, City’s Alışveriş Merkezinde davalının kusurlu yönetimi sebebiyle beklenen müşteri potansiyeline ulaşılamadığını, AVM’nin belirtlen tarihte açılmadığını, otopark ücretlerinin yüksek tutulduğunu, davalı şirketin alış veriş merkezine getirmeyi vadettiği ünlü markaların hiç birini getiremediğini, Yeme içme merkezi yönünden müvekkilinin aldatıldığını, AVM nin beklenen müşteri kitlesine ulaşılamadığını bu nedenlerin kiracı yönünden haklı fesih sebebi olduğunu belirterek müşteri potansiyelinin olumsuz etkilendiğini ileri sürmüş ve ilk derece mahkemesince de, bu iddialar doğrultusunda kiracının akdi feshinin haklı olduğu kabul edilmiş ise de, sözleşmenin 12.27. maddesine göre ciro düşüklüğü nedeniyle davalı kiralayanın sorumlu tutulamayacağına ilişkin hüküm basiretli tacir olması gereken davacı şirketi bağlayacağı gibi, kiracı yaklaşık 2 yıl süren kiracılığı sırasında, davada ileri sürdüğü eksikliklerin( AVM’nin açılışına ilişkin 07/01/2008 tarihli ihtarname dışında) giderilmesi için kiraya vereni yazılı olarak uyarmadığı gibi 13.02.2009 tarihinde ek protokolü imzalamıştır. Kira ilişkisinin başında meydana gelen bu olumsuzluklara rağmen 2 yıl boyunca kiracılığını devam ettiren davacı kiracının 2 yılın sonunda yeterli müşterisi olmadığı ve ciro yapamadığı gerekçesiyle sözleşmeyi feshi haklı fesih olarak kabul edilemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davacı kiracının feshinin haksız fesih olduğu kabul edilerek asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle asıl dosyada davalı vekilinin istinaf sebepleri yerindedir. Davalı (birleşen dosya davacısı) vekilinin birleşen dosya hakkında verilen hükme yönelik istinaf tirazlarına gelince;Sözleşme ile davacıya ait alışveriş merkezi dahilindeki -1 Kat B109 nolu mağaza davalıya kiraya verilmiştir. Davacı- kiralayan sözleşmenin davalı- kiracı tarafından haklı bir nedene dayanmaksızın süresinden önce feshedildiğini belirterek, cezai şart alacağına ve muaccel hale gelen 6 aylık kira alacağına ilişkin icra takibi yapmıştır.Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/657 Esas sayılı dava dosyasına konu İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davacı/ kiralayanın, davalı kiracı şirket ve kefiller hakkında 27/05/2009 tarihli takip talebi ile 24/09/2007 tarihli kira sözleşmesinin 12-24 maddesi gereği 50.000,00 EUR cezai şart alacağı ile sözleşmenin 9. Maddesi uyarınca 69.000,00 USD 6 aylık (2009 Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım) kira alacağının tahsili istemiyle (138.960,57 USD x 1.5473 TL = 215.013,70 TL toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı davalı borçluların süresinde itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmaktadır.Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar sözleşme süresi ile bağlı olup kural olarak akdin süresinden önce feshi mümkün değildir. Aksi durumda haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi fesheden tarafın giderim yükümlülüğü doğar. Ancak sözleşmede kiracı lehine erken fesih hakkı tanınabilir. Bu durumda kiracının feshinin sözleşmede kararlaştırılan düzen ve koşullara uygun olması zorunludur. Ancak bu durumda kiracının tazminat yükümlülüğü ortadan kalkabilir. Somut olayda sözleşmenin 12/24. maddesinde kiracı lehine erken fesih hakkı düzenlenmemiştir. Anılan maddeye göre; kiracının kiralama süresinin ilk 2 yılı içinde taşınmazı tahliye etmesi durumunda cezai şart olarak 500.000 Euro ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Uyuşmazlığa konu olayda davalı (asıl dosya davacısı) kiracı keşide ettiği 17.04.2009 tarihli ihtarda; aradan geçen süreye rağmen AVM’nin beklenen marka ve mağaza portföyüne ulaşamadığı, başlangıçta Türkiye’nin en cazip alışveriş merkezi olarak lanse edilen işyerinde bu koşullarda kiracılık sıfatının sürdürülemeyeceği ve akdin 18.05.2009 tarihi itibariyle sonlandırılacağı bildirilmiş ve 21.05.2009 tarihinde taşınmaz tahliye edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede, kiralayanın belirli marka ve mağazaların açılacağına ilişkin her hangi bir taahhütte bulunmadığı, AVM’nin açılışında gecikme olsa da bu gecikmeye rağmen yaklaşık iki yıl kiracı olarak kalıp iki yıl sonunda AVM’nin açılışındaki gecikmenin artık akdin feshi olarak ileri sürülemeyeceği, feshin haklılığına ilişkin ileri sürülen olguların varlığı davalı tarafından kanıtlanamadığı gibi sözleşmenin 12-27. maddesi gereğince ileri sürülen bu hususlar kiracının akdi feshetmesi için haklı neden de oluşturamaz. Bu durumda yukarıda açıklandığı üzere davalı kiracının erken fesihten kaynaklanan sorumluluğu gündeme gelecektir. Kiraya verenin erken feshe bağlı kaybının sözleşmenin 12.24. Maddesinde taşınmazın ilk 2 yıl içerisinde tahliye edilmesi halinde maktuen tayin edilen 500.000 Euro, müteakip dönemlerde tahliye edilmesi halinde ise bir yıllık kira bedeli kadar cezai şarttan ibaret olduğu kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 28. Maddesine göre sözleşmenin 24/09/2007 tarihinde yürürlüğe girdiği ve davalı kiracı şirketin 21/05/2009 tarihinde taşınmazı tahliye ettiği dolayısıyla taşınmazın ilk iki yıllık süre içerisinde tahliye edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı kiralayanın erken feshe bağlı kaybının sözleşmede maktuen tayin edilen 500.000 Euro cezai şarttan ibaret olduğu kabul edilmelidir. Davacının bunun yanında ayrıca makul süreye ilişkin kira tazminatı veya muaccel hale gelen kira bedeli adı altında bir bedel talep etmesi mümkün değildir. ( Dava konusu kiralananında bulunduğu aynı AVM deki başka bir kiracı ile ilgili olarak açılan bir dava sonucu verilen karara ilişkin Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 28/05/2013 tarih 2013/5848 esas 2013/9319 Karar sayılı ilamı) Taraflarca imzalanan kira sözleşmesinin 12.24 maddesinde kiracının sözleşme süre sona ermeden ilk 2 yıl içinde mecuru tahliye ederse sözleşme sonuna kadar işleyecek kira bedelleri ile birlikte 500.000 € cezai şart ödeyeceği belirlenmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılan bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Birleşen dosyada davacı kiralayan icra takip talebinde 50.000 Euro cezai şart, 6 aylık muaccel hale gelen 69.000 USD kira alacağını TL ‘ye çevirerek toplam 215.013,70 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, icra takip tarihindeki 2,1819 EURO kuruna göre kira sözleşmesinin 12.24 maddesi kapsamında talep edilen 50.000 EURO’nun TL karşılığının 109.095,00 TL olduğu, davanın itirazın iptali olması nedeniyle davacı kiralayanın bu talebi ile bağlı olduğu, Bu durumda birleşen İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/ 657 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının 109.095,00 TL cezai şart alacağı yönünden kabulüne, taşınmazın 21/05/2009 tarihinde tahliye edilmiş olması nedeniyle artık muaccel hale gelen 6 aylık kira alacağının talep edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle buna ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 24.maddesi gereğince davalı kefillerin de cezai şarttan sorumlu olacakları açıkça düzenlendiğinden bunlar hakkındaki davanında kısmen kabulü gerekir. Birleşen davada davacı vekili icra inkar tazminatı talep etmiş ise de ; Cezai şart alacağı likit bir alacak olmadığından birleşen dava yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Yine birleşen dava yönünden davalılar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş iseler de; İİK’nın 67/2.maddesine göre alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedebilmek için alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun ispatı gerekmekte olup, birleşen dava yönünden alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi mümkün de değildir. İlk derece mahkemesince tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığı, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığı, bunun düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığından, asıl davada davacı birleşen davada ise davacı olan .. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dosyada davacı Birleşen dosyada davalı … San. ve Tic. A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının H.M.K.’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurularak;
2-Asıl dava yönünden;
A)Davacı … Tarafından açılan davanın REDDİNE,
B)İlk derece yargılaması yönünden alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 675,00 TL’den mahsubu ile bakiye 630,60 TL’nin talebi halinde davacıya iadesine
C)Davacı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, harcanmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
D)Davalı ilk derece yargılaması sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 21.286,41 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/657 esas sayılı dosya yönünden;
A)Davacının davasının kısmen kabulü ile davalıların İstanbul ..İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasında yaptıkları itirazın 109.095,00 TL cezai şart alacağı yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
B)- Davacının icra inkar, davalıların ise kötü niyet tazminatı taleplerinin şartlarının oluşmaması nedeniyle reddine,
C) İlk derece yargılaması yönünden alınması gereken 7.452,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.827,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.624,60 TL’nin davalılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
D) Davacı ilk derece yargılaması sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın kısmen kabulüne göre yürürlükteki A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 11.477,60 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
E) Davalılar ilk derece yargılaması sırasında kendilerine vekille temsil ettirdiğinden davanın kısmen reddine göre yürürlükteki A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 11.291,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
F) Davacı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yatırılan 1.827,70 TL peşin karar harcının davalılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
G)- Davacı tarafından ilk derece yargılaması yönünde yapılan 6 adet tebligat gideri 27,50,TL, 4 adet müzekkere gideri 27,00 TL, 15,60 TL başvuru harcı ve 2.50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 72,60 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulüne göre takdiren 36,30 TL sinin davalılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, harcanmayan gider avansının yatırana iadesine,
4-Peşin olarak alınmış olan istinaf karar harcının talebi halinde asıl dosyada davalı- birleşen dosyada davacı … San. ve Tic. A.Ş’ye iadesine,
5- Asıl dosyada davalı- birleşen dosyada davacı … San. ve Tic. A.Ş’nin istinaf başvurusu için yapmış olduğu toplam 91,05 TL (istinaf dilekçesinin tebliği ve dosyanın istinafa gönderilmesi) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/03/2019