Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2017/2794 E. 2018/624 K. 16.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/2794
KARAR NO : 2018/624
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2015/138 E. – 2017/550 K.
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAŞVURU TARİHİ : 09/08/2017(DAVALI) – 21/07/2017(DAVACI)
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Fuar Merkezindeki boş alana, davalı tarafından çadır kurulması ve bu çadırın kiralanması ile ilgili 15/03/2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 32. Maddesinde çadırda bulunması gereken özelliklerin ayrıntılı olarak yazıldığını, buna göre; bu özelliklere havi çadırı, 4/1. Maddeye göre 22/04/2012 tarihinde eksiksiz olarak kullanıma hazır hale getirilerek müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı, çadırı sözleşmeye göre 22/04/2012 tarihinde müvekkili şirketin kullanıma sunmakla yükümlü olmasına rağmen, davalı bu yükümlülüğü getirmemiş olup, 26/04/2012 tarihinde çadırın teslim edilemediğine ilişkin Bakırköy 7.Sulh Hukuk Mahkemesinde 2012/37 D.İş sayı ile tespit yaptırıldığını, tespitte teslim tarihinin üzerinden 4 gün geçmiş olmasına rağmen halen çadırın bitmediği, inşaatın devam ettiğinin açıkça ortaya koyulduğunu, çadırda geç teslim ve birçok eksiklikle fuar yapılabildiğini, katılımcılar ve müvekkili şirketin mağdur olduğunu, sözleşmenin iş programı, teslim süresi ve şekli başlıklı 4.3. maddesinde kiracı taahhütlerini yerine getirmesine rağmen, kiraya verenin sürelere uymaması durumunda kiraya verenin, kiracıya 500.000TL ödemekle yükümlü olduğununun, yine 4.4. maddesinde, kiraya verenin işi eksik teslim etmesi durumunda, kiraya verenin kiracıya 500.000TL ödemekle yükümlü olduğununun kararlaştırıldığını, bu nedenlerle; 500.000TL cezai şart ile Bakırköy 7.Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/37 D.İş sayılı tespit dosyasında yapılan giderlerin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların kira sözleşmesinin uyuşmazlıkların çözülmesi başlıklı 14. Maddesi ile HMK. 17. maddesine göre aralarında yetki sözleşmesi yaparak, uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerini yetkili kıldıklarını, yetki sözleşmesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin, genel yetki kuralı gereğince de Kadıköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, ancak davanın Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, sözleşmedeki bu madde tarafların davacı yan tarafından çadırın kurulacağı yer hazır bulundurulmadığını, davacı tarafından çadır kurma yerinin geç teslim edilmesine rağmen, müvekkili şirketin sözleşmeye, bilim ve fenne uygun şekilde çadırı kurup, davacı tarafa sözleşmeye uygun bir şekilde teslim edildiğini, fuar öncesi ve esnasında davacı tarafından müvekkili şirkete hiçbir eksiklik bildirilmediğini, aksine müvekkiline teşekkür edildiğini, bu hususlarla birlikte Kadıköy 15.Noterliğinin 18/05/2012 tarih 14754 yevmiye nolu ihtarnamesinde bildirilen işin başlangıcında müvekkili şirkete verilen avansın teminatını teşkil etmek üzere davacıya tevdi edilen T. Garanti Bankası 51599 nolu teminat çeki de henüz iade edildiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf talebinde; yerel mahkemenin kısmen red kısmının kaldırılarak davanın cezai şart bedeli ile kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi değil kira sözleşmesi niteliğinde olduğunu, sözleşmeden doğan vecibelerini yerine getirmeyen davacının cezai şart talep edemeyeceğini, yerel mahkeme tarafından sadece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edildiğini, davalı tanıklarının beyanlarının gözardı edildiğini, bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, inşaat mühendisi bilirkişisi tarafından hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmadığını, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderini tamamen davalıya yükletilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; kira sözleşmesinden kaynaklı cezai şart talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmak görevi Sulh Hukuk Mahkemelerine aittir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, HMK 114/1-c maddesi gereğince dava şartıdır ve yargılamanın her aşamasında res’en gözönünde bulundurulması gerekir.
İlk derece mahkemesinin yaptığı yargılamada öncelikle taraflar arasında kira akdi olup olmadığı yönündeki ihtilafı çözmek üzere taraf vekillerinin beyanlarını ve dosyaya sunulmuş olan sözleşmeleri incelediği ve sonucunda taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu sonucuna vararak esas hakkında karar verdiği anlaşılmıştır.
H.M.K’nun 353/1-a-3 maddesinde ilk derece mahkemesinin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış olması hallerinde Bölge Adliye Mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, ilk derece mahkemesi görevli olmadığı halde davaya bakmış olduğundan H.M.K’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli mahkemeye gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi uygun bulunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun görev yönünden kabulü ile, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2017 tarihli, 2015/138 E. 2017/550 K. sayılı kararının H.M.K’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2- Dava dilekçesinin görev yönünden reddine,
3- Davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna,
4-Dosyanın istinaf kaydı kapatıldıktan sonra, kararın birer örneğinin taraflara tebliğ edilerek H.M.K’nun 20. Maddesi gereğince işlem yapılması için İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
5-Peşin olarak alınmış olan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
6-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı yargılama giderlerinin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine,
7-Harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine.
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.16/04/2018